Wednesday, November 08, 2006

Doğum/Ölüm

Bu hafta hem bir ölüm, hem de bir doğum haberi aldım. Doğumun heycanlandırıcı olduğu kadar ölümün hangi yaşta gelirse gelsin üzücü olduğunu bir kez daha yaşadım. Biliyorum bu hayatta her şey biz insanlar için ama hasta da olsa, yaşlı da olsa ölüm hep bir burukluk bırakıyor giderken... Ecevit 172 gündür hastanede sürdürdüğü mücadeleyi kaybetti. Arkadaşım Burak Arıcı'nın bebeği Naz Arıcı aramıza katıldı.

Bülent Ecevit yaşlılığı ve dışarıdan müdahale aldığı son dönemi haricinde Türk siyaseti için çok önemli işler yapmış, siyaset tarihinde var olan en dürüst siyasetçilerden biri olmuştur. Olması gerektiği gibi yani.. Normal olan buyken şimdi en dürüst olan diye anılması çok garibime gidiyor.. Zaten dürüst olunmalı, insan dürüst diye övülmezki.. Kendisinden bu ülke çok şey öğrendi. Allah Rahmet Eylesin.

Naz'cığım, ne zaman hala diyeceksin :) İyiki doğdun tatlım.










YARIN
birşeyler olacak yarın
duruşundan belli
kırdaki atların
bulutların koşuşundan belli
kazışından köstebeklerin toprağı
karıncaların telâşından belli
birşeyler olacak yarın
belki bir tomurcuk
belki bir ağacın düşen yaprağı
belki de bir çocuk
pek o kadar göremesek de uzağı
kuşların uçuşundan belli
birşeyler olacak yarın
öbürgünden önemsiz
yarından önemli

Bülent ECEVİT

2 comments:

Anonymous said...

Doğmak, ölme riskini almaktır...diye bir yazı vardı bir yerlerde. Bence eksik söylenmiş.

Çünkü bu -risk- HER ZAMAN %100 gerçekleşiyor...

Risk ten öte birşey bu...

Anonymous said...

Herkesin Başka Bir Ecevit'i Var ! sizinkisi biraz şair :)

..."İnanca saygılı laiklik"i düşünecek kadar iyi niyetli politikacı idi. Ama 2 Mayıs 1999 günü, TBMM'nin yemin töreninde öne fırlayıp, türbanlı Merve Kavakçı'yı göstererek "Burası devlete meydan okunacak yer değildir. Lütfen bu hanıma haddini bildiriniz!" diye haykırmasını kim unutabilir? Ben hiç unutmadım, unutmayacağım!......demiş Özdemir İnce.....ben Ecevit'e çok kırgındım, belki oda bize kırgın gittiya neyse...

Erbakan-Demirel-Ecevit üçlüsüne, siyasette artik ciddi ciddi bir şeyler düşünmeye başladığım yirmili yaşlardan itibaren epeyce arkalarından saydırdım...Çünkü babam onlarla büyümüş yaşlanmıştı, bende onlarla büyümüş kazık kadar askerlik çağında gay adam :) olmuştum ve başarılı olamadıkları kabak gibi ortadaydı, aklımda kalan son Ecevit silueti dili dolaşan, robotlaşmış ayaklarını yere sürerek yürüyen birisi olarak kalmış.Tabi ki allah rahmet eylesin ama bu muhteşem üçlü daha düne kadar iktidardaydı bakıyorumda 34 yaşındayım ve benimde hayatımın yarısını yemeyi bir güzel becermişler :(

http://www.gaykedi.blogspot.com/