Wednesday, April 23, 2008

Milano'da, İtalya'da...

Tüm sektörün orada toplanacağını bildiğimiz için aslında her karşılaştığımız kişi biliyordu İtalya'ya gideceğimizi. Sektörün, mobilya dünyasının ve en önemlisi tasarımın en yoğun günlerinde Milano'daydık. İlk günü kendimize ve dolayısıyla Milano'yu fethetmeye adadık aslında. Yanda görünen kilisenin (Domo) resmi de o gün çekildi. Önce Milano'nun tarih kokan sokaklarındaki bir kafede risotto ve makarna yedik, sonra dünyaca ünlü markaların (Armani, Gucci, Prada, Bulgari..) büyük mağazalarını gezdik. Bir kentin bu kadar tarihle içiçe olması bir yerde ağır geldi aslında bana :) O gün otele yorgun argın düştük aslında ama fuar heyecanı yine de enerjimizi kaybettirmedi. Ertesi sabah bayrama hazırlanan çocuklar gibi hazırlandık fuara. Önce İtalyadaki markamızın kendi standına gittik. Yine cool bir tasarımla yeni ürünlerimizi ve sevdiğimiz dostlarımızı gördük. Ondan sonra mutfak salonu senin, banyo salonu benim dolaşmaya başladık. Saat 17:00 de bir gün öncesinin de yorgunluğuyla topuklu ayakkabılarım artık ağır geldi ve düz ayakkabılara geçtim.
O akşam İstanbuldan çok sevdiğimiz bir yetkili satıcımızın davetiyle adı Osteria olan bir restauranta gittik. Bu arada ilk gün orjinal Papermoon da akşam yemeği yediğimizi söylemeyi atladım sanırım :) Osteria deniz ürünleri yapan bir restaurant. Ahtapottan midyeye; deniz kestanesinden ıstakoza, istiridyeden yengeçe kadar yani denizden çıkan her ne varsa o gece masamızdaydı. Deniz ürünlerinden pekte haz etmeyen bana uygun bir sofra olmasada, kırmamak adına çatalın ucuyla herşeye dokunup, şarap, ekmekle geceyi bitirdim. Gecenin en güzel anı benim gibi likör delisi birine sunulan limonçello idi. Limonçello ertesinde bir de grappa içtim ki o gece keyifle uyuyacağıma emindim artık. Ertesi gün bizim için fuarın son günü idi. Her biri Tüyap'ın 3 salonu büyüklüğünde toplam 28 salondan oluşan fuarın, biz 2 günde sadece 5 salonunu gezebildik. Gezdiğimiz salonlarında hakkını verdik. Fuarlarda hala katalog toplayanları gördükçe düşündüm de internet bizlerin bu sorununu çözemiyor mu hala?
Son gece, bir gece önceki alkolün, fuarın ve gezmenin etkisiyle otelde olmayı tercih ettik. Kaldığımız Crowne Plaza/Malpensa otel, oldukça temiz ve sade bir oteldi. Orada yediğimiz lezzetli tagliateden sonra odada yaptığımız sohbetle geceyi sonlandırdık.
Son gün dönüş günüydü, Milanodan kalabalık bir kafileyi de uçağımızla gelirken getirdik. Ve Milano'dan bize sektörün trendleri, güzel akşam yemekleri ve Domo'da geçirdiğimiz saatler kaldı.