Tuesday, October 30, 2007

Herşeye Rağmen YaŞaSıN CUMHURİYET!

Bu Cumhuriyet Bayramında yine Bağdat Caddesindeki Fener Alayındaydım. Boğazda düzenlenen ışık şovlarına hayatta en çok sevdiğim havai fişeklere gitmedim. Çünkü Cumhuriyeti bir yandan çökertmeye çalışırlarken, diğer yandan göz boyama organizasyonlarına inanmıyorum. Bizler yıllardır olduğu gibi, bu senede aldık elimize bayraklarımızı, marşlarımızla yürüdük, Bostancıdan Göztepe ye kadar. Allah sağlık verdikçe, bu organizasyona katılmayı ve bayrağımla en önde yürümeyi düşünüyorum. Hatta şimdiden 100. yılın görkemi ve heyecanı sardı beni diyebilirim. Tabi Bağdat Caddeside ışığın ve lazerin gücünden payını almıştı. Yandaki resim Suadiye Garanti Bankasına ait. Ne kadar güzel süslenmiş değil mi? Yukarıdaki resimde de Kadıköy Belediyesi lazerle Türk Bayrağını duvara yansıtmış. Yıllarca olduğu gibi çok çoşkulu geçen bu bayramda sloganlar farklıydı bir tek. Bizler yıllarca hep Cumhuriyet sloganları atarken bu sene genelde hükümetle ve hükümetin politikalarına karşı sloganlar atıldı. Hükümetten de bu kalabalığı izleyenler olmuştur mutlaka, umarım verilen mesajları alırlar. Bir çok kalabalık ekip katılmıştı yürüyüşe. Ama en kalabalığı Biz Kaç Kişiyiz ekibi idi. Gerçekten kalabalıklardı, kalabalıktık. Öyle parmak hesabı yapılacak gibi değil, öyle kolayca yıkılacak gibi değildik, değiliz!

Mevlana IX

"Her insan büyük bir alemdir."
Mevlana

Monday, October 15, 2007

İçindeki Yabancı

Eveet bir bayram daha geldi, geçti. Bayramın herkese sağlık, huzur, mutluluk dolu günler getirmesi dileğiyle..
Peki ben bayramda ne yaptım? Dinlendim. :) Bayram gezmelerini saymıyorum, onlar zaten olması gerekenler. Ama uzun uzun evde vakit geçirdim, ailemle birlikteydim, bayram benim için güzel geçti yani.
Bayramın son günü de Jodie Foster'ın oynadığı İçindeki Yabancı filmini izledim Galleria'da. Galleria'nın sineması ne kadar şık, deri koltukları ne kadar rahat.. Uzun zamandır sinemada bu kadar rahat ooh ayaklarımı ister uzatıp, ister toplayıp film izlememiştim. filmin konusuna gelince Jodie Foster ve nişanlısı - tam da evlilik kararlarını aldıkları an- şehir eşkiyaları tarafından dövülüyor ve Foster'ın nişanlısı burada ölüyor. Bundan sonrasında da kendince şehirde kötüleri öldüren bir kadın halini alıyor Foster. En son olarakta nişanlısını öldürenleri öldürüyor, zaten öldürmese olayı takip eden dedektif onu yakalayacak ama o da Jodie ye yardım ediyor ve yakalanmamasını sağlıyor, film de orda bitiyor :) Güzel, etkileyici bir film, izlemek isteyenlere tavsiye ederim...

Thursday, October 11, 2007

Turkcell'e Bağlan Hayata!

Son zamanlarda tüm reklamlarına bayıldığım tek firma Turkcell.
İlk aldığm günden bugüne (neredeyse 9 yıldır) numaramı değiştim, tarifemi değiştim ama onu hiç değiştirmedim, açıkçası değişmeyi de düşünmedim. Diğerlerinden daha pahalı olduğunu biliyorum, ama seviyorum Turkcell kullanmayı.
Müşterisini doğru yerde yakalamayı bilen ve bağlılık yaratan marka, doğru zamanlarda doğru işler de yaparak insanların hayranlığını kazanıyor. Bugünlerde en sevdiğim reklamı Tarife Yumurtlayan Tavuk :) Reklamda çeşitli meslek gruplarından kişiler tavuğun karşısına geçiyor ve derdini anlatıyor, kimi ben çok konuşuyorum diyor, kimi sadece torunlarımla konuşuyorum. Tarife yumurtlayan tavukta bu kişiye uygun tarifeyi söylüyor. Tavuğun tipi resimde de görüldüğü kadar o kadar tatlı ki :) Bayılıyorum bana da yumurtlasın istiyorum...
Bu konuda yazmayı düşündüğümde eski Turkcell reklamlarını düşündüm. Celolar vardı, sonra Celonun ailesi çıktı, sonra Celocanlar.. Gerçekten bir çoğumuzu etkisi altına aldı bu reklamlar. Hepimiz hem melodisini bildik, hem de tek başına ülkenin büyük çoğunluğuna hizmet ederken kabul ettik Turkcell'i. Şimdi onu sevmeyen arkadaşlarımız bile numarasını verirken/verdikten sonra anti Turkcell diyerek onun reklamını yapıyorlar yine.
Yine bu yazıyı düşünürken, televizyonda Turkcell'in Türk Milli Takımı sponsorluğu için yaptığı reklamı izledim, Türkiye burada, yine kanımı kaynattı, tempo tutmamı, kanal değiştirmemi sağladı. Turkcell başarısını bu şekilde sürdürürse, işi gelecek yıllarda daha da kolaylaşacak demek.
Bilişim Fuarının da ana sponsoru Turkcell. Fuar hakkındaki tüm memnuniyetsizliğime rağmen, Turkcell standının güzel olduğunu söyleyebilirim. Peki merak ettiğim bu fuar Turkcell'e hala ilk yıllardaki gibi fayda sağlıyor mu, yoksa artık prestij meselesine dönmüş ve sırf o sebepten mi vazgeçmiyor Turkcell? Eğer bu konu hakkında bilgisi ve fikri olan varsa beni de aydınlatırsa çok sevinirim. Tabi sadece prestij için varsa ve burada onu belirtmek istemeyen yetkililer bana özelden de yazabilir :)
Son olarak gazeteyi açtığımda Türkiyenin en harika KSS Projesi olan Kardelenlerin ilanı vardı. Kardelenin hikayesini anlatmışlar, hem okula ilk başladığı günün, hemde mezuniyetinin fotoğrafını koymuşlar ve yaptıkları işten gurur duymuşlar... Bende onlardan gurur duydum. İlana bakarken tüylerim diken diken oldu. Aynısının tv reklamı da var, ona da rastladım tabiki.
Turkcell beni duygulandıran, harekete geçiren, güldüren, kısaca bir çok duyguma hitap eden markalardan biri. Bence Turkcell ülkenin en güçlü markası.

Nostalji

Dün gelen bir mailde ekliydi bunlar. Okumayı biz bunlardan öğrendik diyodu. Görünce o kadar duygulandım, beni o kadar eski günlere götürdü ki, paylaşmadan edemedim...

Wednesday, October 10, 2007

Çok Canımız Yandı...

Son bir iki haftadır 35ten fazla şehit verdik teröre. Çok canımız yandı. Ateş tabiki düştüğü yeri daha çok yaktı ama hepimiz çok üzüldük.. Umarım bunlar son olur. Türkiye sınırları içinde BÖLÜNMEZ bir bütündür. Parçalamaya kimsenin gücü yetmez.
Not: Bu konuda Türk Yazılı Basını olması gerektiği gibi duyarlı davrandı. Görsel Basından da aynı duyarlılığı göstermesini bekliyoruz.

Neden Yazamadım..


Offshore yarışından bu güne oldukça zaman geçmiş ben yazmayalı. Aylardan Ramazan olunca, daha bir sakinlik alıyor hayatı, benim blogumunda başına aynı şey geldi. Ramazandaki sakinliği geçirdi blogum, tıpkı İftar sonrası hareketlenmeye başlayan trafik gibi yavaş yavaş toparlanacak yine.
Hım bu süre içinde ben neler yaptım peki?
Adanaya gittim dün, oruç tutmadım seferiyim diye :) Adana da da balık yedim.. Kebapa alternatif olsun diye. Zaten bir süre Adana resimleri ve o yöreden haberler süsleyecek blogumu şimdiden söylemiş olayım.
Sevdiklerimle iftarlar yaptım. Ramazan ayının bereketiyle süslenen sofralarda yedim de yedim anlayacağınız :)
Bilişim Fuarına gittim. Fuar gerçekten bitmiş, artık düzenlenmesin bence, farklı iş sahiplerinden (Bilişim ile ilgili) bir kaç arkadaşımla konuştum ve hepsi fuarın verimsizliğinden bahsetti. Turkcell kocaman bir stand kurmuş ve fuara da adını verdiği hak ettiği şekilde çok başarılıydı, buna başka bir postta değinicem, avea 8. salonu almış, Digitürk 9. salondaydı. Digitürkün standı da çok başarılıydı, hele bir de standa şu reklamlarında kullanılan koltuğu koymuşlar ki, o standdan hiç çıkmak istemedim. Vestel'in büyük bir standı vardı ama inanın uğramadım bile, beğenmedim. Bence Bilişim Fuarının geldiği durum üzerinde oturup tartışılmalı ve tekrarının nasıl olacağı konusunda kesin bir karara varılmalı. 3 - 4 sene önce düzenlenen fuarlarla alakası kalmamış. Bana tek artısı uzun zamandır görmediğim Aslı'cığımı bir kaç dakika da olsa görmek oldu.
Ve
Offshore u geçirdik işte, en son postta kaldığım gibi, güzel bir yarış oldu, gelenlere tekrar teşekkür ederim.