Thursday, July 23, 2009

L’Oréal'den sürpriz hediyeler...

L’Oréal'den sürpriz hediyeler kazanmak şimdi çok kolay...

Aşağıdaki sorunun doğru yanıtını hucreselgenclik@gmail.com adresine gönderin, hepimizin cildinin en sevdiği marka L’Oréal'den sürprizler kazanın!

Eveeet, işte şimdi sorumuz geliyor...

Derma Genesis Temizleyici ürün ailesinin kaç üyesi vardır?

a) 3
b) 4
c) 6
d) 5

Ve de benden size ufak bir ipucu... www.hucreselgenclik.com

Wednesday, July 22, 2009

Şemsin 40 Kuralı.. Onikinci Kural.

"Aşk bir seferdir. Bu sefere çıkan her yolcu istesede istemese de tepeden tırnağa değişir. Bu yollara dalıpta değişmeyen yoktur."

Friday, July 17, 2009

Açıkhava'da Candan Erçetin dinlemek..

Dün akşam Harbiye Açıkhava Sahnesindeki Candan Erçetin konserindeydim. Hani eskiler derler ya kulaklarımın pası silindi diye, işte bunun ne demek olduğunu dün akşam gördüm ve anladım..
Hep sevmişimdir bu kadını aslında ama canlı dinlemek anca bu zamana kısmet oldu.
Candan Erçetin konserini yeni albümünde söyleyeceği Unutursun diye öyle bir şarkıyla açtı ki, tüylerim diken diken olurken, diğer taraftan şarkının sözlerinin içimdeki bazı noktalara değdiğini hissedip hüzünlendim. Piano, 3 keman ve 1 viyolonsel ile söylediği ilk parti de - 4 farklı kıyafet giydi, her kıyafeti farklı bir parti olarak sayıyorum.- sesinin ne kadar güçlü olduğuna bir kez daha şahit olduk. Çok kişiyi canlı performansta izledim ama dün akşamki gerçekten farklıydı.
Sevdiğimiz şarkılardan devam ederken bizi eskilere götürecek nostaljik şarkılar da söyledi. Senede Bir Gün gibi..
Daha gözyaşlarımız kurumadan yavaş yavaş hareketlenerek, yerinde durmamaya başladı ve çıplak ayakla çıktığı 3. parti de sahnenin her alanını kullandı. Çoştukça çoştu ve tabiki çoşturdu.. Son bölümde ise rumeli türkülerinden hem balkanca hem türkçe örnekler söyleyerek, hepimize iyiki gelmişşiz dedirtti.
Seyirciye olan saygısı, sahne adabı, kibar teşekkürleriyle bile ne kadar farklı olduğunu bir kez daha ispatladı Candan Erçetin dün akşam sahnede. Hiç bitsin istemedik, zaten herkes yerleşmemiş olsada 9'u biraz geçe başladığı konserini, ses yasağının başladığı 12'yi biraz geçe bitirmişti ki, gitmeyen dinleyiciler sayesinde, bis'iyle konserin bitişi gece yarısını buldu.
Bir tek benim en sevdiğim, zamanında söylediğim, tekrar bana aynı şeyleri hissettirecek adamı beklediğim Hayranım Sana'yı söylemedi ama olsun, artık onuda başka zaman dinlerim...

Eğer Candan'ı seviyorsanız, bir kez de mutlaka açıkhava da dinleyin, bu postu erken yazmamın sebebi bu zaten, konserler bugün ve yarın akşamda Harbiye'de saat tam 21:00'de.

Şemsin 40 Kuralı.. Onbirinci Kural.

"Ebe bilir ki sancı çekilmeden doğum olmaz, ana rahminden bebeğe yol açılmaz. Senden yepyeni ve taptaze bir "sen" zuhur edebilmesi için zorluklara, sancılara hazır olman gerekir."

Monday, July 13, 2009

Mekanist.net, Bedük


Mekanist.net'i biliyordum da, üye değildim, kullanmıyordum. Bir gün FF'de, Bedük konserine davetiye verdiklerini duyunca, Bedük'ü de canlı dinlemek isteyince şansımı deneyip bir mail attım. Sağolsun mekanist.net'ten Zeynep hanım hemen döndü ve konsere gidebilmem için mekan yorumları yazmam gerektiğini hatırlattı. Ben de üye olup bir deneyeyim istedim yapabilecek miyim diye ama, üye olmamla ilk yorumu yazdıktan sonra karşıma gelen tüm pencerelere otomatik yorum yazmaya başladım. Yazdıkça yazıyordum, çoştumm. Ama bildiğin yerleri yorumlamak, başka gitmek isteyenler için öncü olmak çok keyifli geldi. Ben yorumlardan keyif alırken farkında olmadan performansımın Bedük davetiyelerini kazandığını ve Gezgin üyeliğe yükseldiğimi söylediler. Mekanist.net çok keyifli bir internet sitesi, ilk defa bir mekana gidecekseniz mutlaka buradaki yorumları bir okuyun. Böylelikle süprizlerle karşılaşma olasılığınız sıfırlansın.
Bu arada Bedük'ün performansı da çok iyiydi. Beğendim. Böyle daha çok üniversiteli gençlik grubu vardı ama, eh onların arasında ben de biraz daha gençleştim. Hot Bitch şarkısına da ayrıca bayılıyorum ve de bu aralar hep onu dinliyorum...Hehehe..

Şemsin 40 Kuralı.. Onuncu Kural.

"Ne yöne gidersen git, Doğu, Batı, Kuzey ya da Güney, çıktığın her yolculuğu içine doğru bir seyahat olarak düşün! Kendi içine yolculuk eden kişi sonunda arzı dolaşır..."

Thursday, July 09, 2009

The HANGOVER / Felekten Bir Gece

Ne zamandır bir filme bu kadar gülmemiştim, öyle bayık romantik komedi değil, sadece komedi olan filmi yine Warner Bros'un misafiri olarak bu kez çok daha küçük bir ekiple izledik. Gmall'ın sinemalarını seviyorum.
Filmin konusu 4 arkadaşın içlerinden birinin bekarlığa veda partisi için Vegas'a gitmeleriyle başlıyor. Filmde öyle güzel sahneler var ki, Vegas, bizleeri çağrıyor.. Vegas'a giden bu 4 kişinin kadeh kaldırmasıyla başlayan hikaye, damadın kaybolması, 3arkadaşın ertesi sabah hiç bir şey hatırlamaması, kaldıkları suit içerisinde bir bebek, bir kaplan ve bir horoz bulunması ve damadı bulma çalışmalarıyla eğlenceli bir saate hazır olun. Sanırım film 100 dakika sürüyor. Bu arada damadın arkadaşlarından Phil, çok yakışıklı...
Film, haziran ayında yayınlanmaya başlayan bloguyla da ilgi çekiyor. Haziran ayından beri, filmle ilgili gelişmeleri, yorumları okuyabilir ve oldukça merak uyandıracak şekilde hazırlanmış filmin fragmanını
buradan
izleyebilirsiniz.

Şemsin 40 Kuralı.. Dokuzuncu Kural.

"Sabretmek öylece durup beklemek değil, ileri görüşlü olmak demektir. Sabır nedir? Dikene bakıp gülü, geceye bakıp gündüzü tahayyül edebilmektir. Allah aşıkları sabrı gülbeşeker gibi tatlı tatlı emer, hazmeder. Ve bilirler ki, gökteki ayın hilalden dolunaya varması için zaman gerekir."

Şemsin 40 Kuralı.. Sekizinci Kural.

"Başına ne gelirse gelsin, Karamsarlığa kapılma. Bütün kapılar kapansa bile, sonunda O sana kimsenin bilmediği gizli bir patika açar. Sen şu anda görmesende dar geçitler ardında nice cennet bahçeleri var. Şükret! İstediğini elde edince şükretmek kolaydır.
Sufi, dileği gerçekleşmediğinde de şükredebilendir..."

Tuesday, July 07, 2009

Ice Age 3...


Sonunda izleyebildim, vizyona girdiği 1 Temmuz'dan itibaren meraktan çıldırdığım, fragmanları döndüğü zamandan beri heyecanla beklediğim Buz Devri - 3 Dinazorların Şafağı filmini, Ümraniye Carrefour'un 3 boyutlu AFM sinemasında izledim. Yani ne alaka Ümraniye Carrefour demeyeceğim, yine ilginç bir iş için oralardayken saati uyupta bilet bulunca, bildiğim bir sinemaya gitmeyi düşünmedim bile..
Sanki çok sevdiğim bir dizinin devamı gibi, o dev perde de Manny, Sid ve Diego'yla buluştuk. Her zamanki asabi Diego ve miskin Sid'i ne kadar da çok özlemişim.. Sid'e bayılıyorum ya, o Yekta Kopan'ın müthiş seslendirmesiyle ne de sevimli.
Hem 3 boyutlu, hem Türkçe izlemek istediğim için, ki animasyonları Türkçe izlemelisiniz bence, daha da keyifli oluyor, bir de 3 boyutlu gözlüğü takarak izlemek benim için zordu ama bu benim ilk deneyimimdi. Aa bir de bu filmde bizim meşe palamutu avcısı Scrat'ın cadı mı cadı bir sevgilisi çıktı ki ortaya.. Neyse daha fazla anlatmayayım da, siz en iyisi bu çizgi şölenini izleyin!

Şemsin 40 Kuralı.. Yedinci Kural.

"Şu hayatta tek başına inzivaya kalarak, sadece kendi sesinin yankısını duyarak, Hakikat'i keşfedemezsin. Kendini ancak bir başka insanın aynasında tam olarak görebilirsin..."

Monday, July 06, 2009

Şemsin 40 Kuralı.. Altıncı Kural.

"Şu dünyadaki çatışma, önyargı ve husumetlerin çoğu dilden kaynaklanır. Sen sen ol, kelimelere fazla takılma. Aşk diyarında dil zaten hükmünü yitirir. Aşık dilsiz olur..."

Thursday, July 02, 2009

Erikli, Çanakkale..


Biz tamı tamına 10 yıldır bu kadar içiçeyiz de, neden birlikte böyle bir şeye kalkışmamışız hiç anlamıyorum. Bu sefer dayanamadık ve dedikki, haydi kalkın gidiyoruz. Tekirdağ üzerinden dura kalka, seyrede seyrede, yavaş yavaş vardık Erikli'ye. Tabiki Benden sonra Tufan olduğundan, hayatımın en şiddetli ve en fazla yağışını da orada gördüm, 6 saat süren sağnak olur mu? Oluyormuş inanın. Yağış bizi şehitliğe attığında, ben orada 20 yaşında şehit düşmüş askerlere ancak 27 yaşında gidebildiğim için çok utandım kendimden. Sanıyordum ki bu şehitlik sadece bir alan, ama nerede? Tüm Gelibolu Yarımadası dolu dolu tarih kokuyor, kahramanlık, gurur, özveri, destan kokuyor.
Hele Atatürk'ün düşman askerlerinin ardından döktürdüğü şu satırlar;
"Bu memleketin toprakları üstünde kanlarını döken kahramanlar! Burada dost bir vatanın toprağındasınız. Huzur ve sükün içinde uyuyunuz. Sizler, mehmetçiklerle yanyana, koyun koyunasınız.
Uzak diyarlardan evlatlarını harbe gönderen analar! Gözyaşlarınızı dindiriniz. Evlatlarınız bizim bağrımızdadır. Huzur içindedirler ve huzur içinde rahat rahat uyuyacaklardır. Onlar bu toprakta canlarını verdikten sonra artık bizim evlatlarımız olmuşlardır." 1934

O kadar etkileyici ki, tüyleriniz diken diken oluyor.
Efenim, biz Erikli'de yedik, içtik, eğlendik, denize girdik, uyuduk, gezdik, şarkı söyledik ve geldik. Çok keyifli zaman geçirdik.
Giderken yolda Tekirdağ'da kahvaltı ettik, dönerken de yine Tekirdağ'da köfte yedik, üstteki resimlerden biri orada çekildi, resmimizi çeken garson, işi biliyor tabi, hemen aldı menüyü öne koydu, bizim de adımız çıksın fotoğrafta dedi, şimdi gördüğünüz gibi bizden daha fazla köftecinin adı gözüküyor. İşte pazarlama kanının her damlasında bunu hissedenlerin, ilmidir.

Bizim bu keyifli zamanlarımıza şu şarkı damgasını vurdu: Süper güzel bir şarkı..
Yüksek Sadakat Haydi gel İçelim
Bugün çok yorulmuşsan
Her yerde arayıp
Yine de bulamamışsan
O seni unutmuş
Sen unutamamışsan
Kalbinin kuşu uçmuş
Sen tutamamışsan

Haydi gel, (Haydi gel içelim)
Derdini al da gel, (Haydi gel içelim)
Bu evrende bir tozsun
Tarih seni unutsun
Haydi gel içelim

Topla da gel, (Haydi gel içelim)
Hepsini al da gel, (Haydi gel içelim)
Mazi kalbinde yaraysa
Unut artık ne varsa
Haydi gel içelim
Yerlere düşelim

Zaten bu ara Haydi Gel İçelim'e, Sertab'dan Bu Böyle'ye, Kenan'dan Rütbeni Bileceksin'e, Göksel'in Mektubumu Buldun mu, Baksana Talihe ve Ağlamak Güzeldir'ine, Teoman'ın Çoban Yıldızı'na ve tabiki yine yeniden Michael Jackson şarkılarına taktım, taktım.. Hepsi birbirinden güzel.

Çünkü biz Erikli'deyken; Popun yıldızı, gençliğimizin en büyük anılarından biri olan Michael Jackson, kalp krizinden 50 yaşında öldü. Onun şarkılarıyla ayna karşısında moonwalk yapmaya kalkmış, dans etmiş, bağıra bağıra şarkılarını söylemiş bir neslin çocukları olaraktan ölümünden çok etkilendim. Sanki biraz daha büyüdüm, sanki birisi geçmişime dokununca incindim. Sanki...

Şemsin 40 Kuralı.. Beşinci Kural.

"Aklın kimyası ile Aşkın kimyası başkadır. Akıl temkinlidir. Korka korka atar adımlarını. "Aman sakın kendini" diye tembihlenir.
Halbuki AŞK öylemi? Onun tek dediği: "Bırak kendini, ko gitsin!"
Akıl kolay kolay yıkılmaz. Aşk ise kendini yıpratır, harap düşer. Halbuki hazineler ve defineler yıkıntılar arasında olur. Ne varsa harap bir kalpte var!"