Monday, September 29, 2008

Marketingist2008


"Pazarlamaya ihtiyacı olan herkes gelecek" sloganıyla duyurulan Marketingist, bu sene tam bir fiyasko idi. 5 yıldan bu yana sürdürülen Pazarlama Araç ve Gereçleri fuarı, duyurulan konuşmacıların olmaması, bazılarının seyirci eksikliğinden iptal edilmesi, fuar alanının gereksiz boşluğu ve belkide adını aldığı Marketing Türkiye'nin artık destek vermemesi sebebiyle, gerçekten anlmasızdı. Fuar ve seminerler, bu sinyalleri geçen sene veriyordu aslında. Aynı konuşmacıların, aynı konuları anlatması, hep katılan aynı firmaların özensiz standları, pazarlamacıları sınıfta bıraktı. Olan yağmur, çamur demeden ta Tüyap'a kadar giden bizlere oldu.Seçilen tarihin hatalı olduğunun farkındaydık zaten ama yine de bizlere ve sektöre faydası oldabileceğini düşünmüştük.

Kısaca pazarlama profesyonelleri bu kez kendi kendini pazarlayamadı...

Wednesday, September 24, 2008

Blogların "Action" Günü


Geçen yıl bilmiyordum, bu yılda bir türlü kayıt olamadım ama "Blog Action Day" diye bir gün var, ve o bu yıl 15 Ekim 2008'de. Bugün kayıtlı tüm bloglar bu yılın konusu olan yoksulluk ile ilgili bir yazı yazacaklar ve isteyenler o günkü kazancını yoksullara bağışlayabilecek. Her zaman diyorum bu blog hareketi ufak bir şey değil ve buradan herkes için daha çok 'action' çıkar.

Monday, September 22, 2008

Komik hikaye


Gelen faturamın içerisinden bir not çıkmıştı, çok uzun süredir aktif olan bir sistemi tanıtıyordu, cep telefonunuza kayıtlı numaralarınızın saklanması hikayesi. Telefonunuz çalındığında ya da suya düştüğünde numaralarınızı kurtarma şansınızın olması. Ne kadar güzel değil mi, tam bunu yapmanın artık vaktidir diye düşünürken, o akşam başıma geleceklerden habersizdim aslında. İftardaki misafirlerimizi ağırlarken bir yandan mutfağı toplamaya çalışıyordum, tezgahın üzerindeki küçük tvnin üstüne bıraktığım cep telefonu çalarken titreyince kendini tezgahtaki kompostonun içinde buldu. Bu arada telefonunun çaldığını duyan ben, aa haralde bana öyle geldi, nasıl olsa yine çalar diyerek telefonu aramaktan vazgeçtim. Komposto tenceresini kaldırmak için gelen annemin aaa bu da ne diyerek vişnelerin arasında telefonu görmesiyle suyu açıp altına tutması bir oldu, şimdi kurumaya bıraktığım telefonum ve gecici kullandığım başka bir telefonum var. Zaten yenilemek istediğim telefonumu neyle değiştirmem gerektiğini hiç bilmiyorum. Iphone u mu beklemeliyim, ama ben çok özellikli bir şey istemiyorum ki, şirket dolayısıyla blackberry de kullanıyorum. Şahsi kullanım için en rahat ve fonksiyonel önerilerinizi bekliyorum...

Tuesday, September 16, 2008

İBB Trafik


İstanbul'un trafiği gün geçtikçe çekilmez bir hal alıyor. Ben ise cok uzun zamandır cep telefonuma yüklediğim belediyenin Trafik sistemini kullanıyorum. Şöyleki cebinizde ayrı bir menü olarak gözüken sisteme giriyorsunuz, burda trafik kameraları, yoğunluk haritası, seyahat süresi ve yardım seçenekleri var. Trafik kameralarından bu EDS ve MOBESE kameralarının yer aldığı yerlerden bulunduğunuz yerin trafiğini görebilirsiniz. 3 dakikada bir güncellenen resimlerden oluşan bu kameraların gösterdiği yol ile gideceğiniz istikamette aşağı yukarı ne kadar sürede varacağınızı da tahmin edebilirsiniz.
Ben en çok yoğunluk haritasını kullanıyorum. Burada kırmızı gözükenler tıkalı yol demek, yeşil yerler ise açık. Buradan gitmek istediğiniz yolun durumunu görebilir, en azından gideceğiniz yere geç kalıcam bilgisi bile verebilirsiniz.
Yardım menüsünü ise hiç kullanmadım. Seyahat süresi bölümünü de hiç çalıştıramadım. Belki çalışsaydı o da başarılı olabilirdi ama bilmediğimden yorum yapamıcam :)
Bu sistem trafiği kaldırmıyor tabi ama en azından trafikte sinirlerinizi biraz daha yatıştırabiliyor, diyosunuz ki, bu yolun dolu olduğunu biliyordum. Peki boş yol var mı? Sanırım kalmadı...