Tuesday, November 28, 2006

"Reklamlarınızda Kullanmamanız Gereken 5 Kelime"

"McKee diyor ki, "Şu beş kelimeyi asla reklamlarınızda kullanmayın;
1- Kalite
2- Değer
3- Servis
4- İlgi
5- Dürüstlük

Sebepleri de şöyle sıralamış;
1- Kalite: Alınmaya değer her ürün yada hizmet kalitelidir. Alıcılar, fiyata göre, kalitenin de geleceğini bilirler. Ayrıca kalite tüm firmalarca o kadar kullanılmıştır ki, sadece boş 6 harf haline gelmiştir.
2- Değer: Tıpkı kalite gibi, değer de fiyata bağımlı olarak değişmektedir ve alıcılar alımı yaparken, değerin ne olduğunu bilmektedirler. Her ürün veya hizmetin, kendine has değer eşitliği vardır. Bu yüzden "en değerliyi biz sunuyoruz" tamamen havada kalacak bir iddiadır.
3- Servis: Hiç "biz kötü servis veriyoruz" diyen bir reklam gördünüz mü? Dolayısıyla daha iyi servis vaadi, alıcı açısından hiçbir anlam ifade etmeyecekitr.
4- İlgi: Gerçekten firmanızın, rakiplerine göre müşterilerine daha fazla ilgi gösterdiğine mi inanıyorsunuz? Bunu söylemek iyi gelebilir ama, kamuoyu gözünde uçuşan kelimedir sadece. Rakibiniz müşterilerine ilgi göstermezse nasıl ayakta kalabilir? Ayrıca, rakibe göre daha ilgili olduğunuzu nasıl ispat edebilirsiniz?
5- Dürüstlük: Dürüstlük zaten her firmada olması gereken birşeydir. Bunu ilan etmenin nasıl bir anlamı olabilir ki? Ya gerçekten dürüst değilsiniz, birşeyler saklıyorsunuz, dürüst olduğunuzu söyleyerek bunu gizliyorsunuz yada -biraz ayıp ama- rakibinize göre daha yüksek yaşam standartlarınız olduğunu ima ediyorsunuz." Rekabet için elinizde çok fazla şey yoksa, yani "daha"nın yanına birşeyler koyamıyorsanız, bu beş kelimenin hala en iyi alternatifler olduğunu düşüüyorum. Eğer "daha" hala boşsa; daha ucuz, daha farklı, daha ilginç, daha yararlı, daha kısa... zaten yok olup gideceksiniz. Bunlarla biraz daha idare edin!
-BusinessWeek-

2 comments:

Anonymous said...

Bu yazıyı daha önce de okumuştum.
Gerçekten çok hoş.

Ancak HÂLA DAHA bunları anlayacak* kapasitede şirket sayısı çok az.

*UYGULAYACAK

"Kalite bizim işimiz" :) sloganları HÂLA ÇOK MODA :)

buraKargın said...

Ben de bir aralar sloganlarda kullanılan keyif, kalite, zaman gibi kelimelere takılmıştım. Ama bazen kullanacak kelime bulamıyorsunuz, evirip çevirip 'zaman'a mahkûm oluyorsunuz.

Bu yazı güzel ama Türkiye şartları için henüz geçerli değil bence. Önce kafalar değişecek ki, reklamlar da değişebilsin. Reklamverenlerden bahsetmiyorum tüketiciler de dahil buna. Çünkü Türk reklamlarını her şartta kabul eden, seçmeyi yeğlemeyen büyük bir kesim var. Ayrıştırmak da vakit aldığı için, herkes kendince malını hizmetini sürüyor piyasaya. Nasıl olsa para var, medya da şişirir, yalan da olsa tutar mantığından uzaklaşmak gerekiyor.

Sevgiler Mine...