Thursday, October 05, 2006

Şeytan Marka Giyer...


Aynı isimli kitaptan uyarlanan filmi; dün galasında, Marie Claire Dergisinin bizler için hazırladığı özel yayında izledim. Daha kitabını okumadan filmi izlemek benim her zaman yaptığım şey aslında... (Da Vinci de olduğu gibi) Bir kitabın filminin çekileceğini bildiğim zaman okumaktan kaçıyorum galiba :)
The Dewil wears Prada (Orjinal ismini daha çok sevdim) 'ya döndüğümüzde film;
Runway Dergisinin yayın yönetmeni Miranda'nin modadan hiç anlamayan ve giyinmeyi bilmeyen(!) Andrea'yı işe almasıyla başlıyor. Andrea zaman içerisinde modaya hakim duruma ve Miranda'nın bitmek tükenmek bilmeyen imkansız isteklerini yerine tam zamanında getirmesiyle işinde bir yıldız haline geliyor. Bu süreçte Andy ailesi, sevgilisi ve tüm yakınlarından uzaklaşır ve aslında yapmak istediklerinin de bu olmadığını anlar. Film, Andy'nin Mirandanın dünyasından biri olduğunu farkedip bundan vazgeçmesiyle sona eriyor. Eğer moda dünyasındaysanız (filmde Valentino, Donna Karan gibi bir ç markanın koleksiyonundan parçalar var), yayın dünyasındaysanız bu filmi görmelisiniz derim. Ben beğendim eğlendim..
Aaa unutmadan film aynı zamanda sadece işinize yoğunlaşır, sadece çalışırsanız, gözünüz başka bir şey görmezse tüm sevdiklerinizden uzaklaşırsınızı da işliyor. Ben en çok bunu farkettim :))

1 comment:

eventmanagement said...

benim için filmdeki en önemli sahne; Andreanın gözleri yaşlı editörün odasına girmesi ve ona derdini anlatmaya çalışırken söylediği; "ben karşımda sadece şikayet eden bir kadın gçrüyorum, sen şikayet etmekten başka hiçbirşey yapmıyorsun"
kendi hayatımda ne zaman bişiden çok şikayetçi olsam bu sahne gelir aklıma ve hemen vazgeçerim.