Friday, February 01, 2008

Sarı Öküz

Bu günlerde türbana karşı yazılan tüm yazılarda görebileceğiniz, azıcık duyarlı olan her blogda, her köşede rastlayabileceğiniz sarı öküz hikayesini bende bloguma taşıyayım.
Biz bu harbi 2007 temmuzda sandıkta kaybettik zaten. Üniversiteye türbanın girmesini kabul ETMİYORUM, EDEMİYORUM.

"Eski zamanların birinde bir otlakta öküz sürüsü yaşarmış..
Yaşarmış yaşamalarına ama civardaki aslanlar bir türlü rahat bırakmazlarmış onları...
Hemen her gün saldırırlarmış bu sürüye...
Öküz dediğin öyle yabana atılır bir hayvan değil ki, bir araya toplandılar mı kolayca defetmesini bilirlermiş o koca aslanları...
Gün geçtikçe aslanları almış bir kaygı... "
Herhalde bize bu otlağı terk etmek düşüyor" demiş aslanlardan birisi... "
Evet" diye tasdik etmiş diğerleri... "
Nereye gideriz" diye düşünürlerken "Bir dakika" diye bir ses duymuşlar gerilerden... Herkes dönüp bakmış sesin geldiği tarafa...
Sürünün en çelimsiz, ama kurnaz mı kurnaz bir ferdi olan topal aslanmış söze atılan...
"Hayır" demiş, "Hiçbir yere gitmiyoruz...
Siz bana bırakın, ben hallederim bu işi."
İnanmamış kimse ona ama "Haydi bir şans verelim ne çıkar" diye düşünmüşler... * Topal aslan elinde beyaz bayrak gitmiş öküzlerin yanına...
Öküzlerin lideri olan boz öküz sormuş ne istediğini...
Topal aslan "Saygıdeğer öküz efendiler" diye başlamış lafa: "Bugün buraya sizden özür dilemek için geldik...
Evet size defalarca saldırdık, ama niye biliyor musunuz? Hep o sizin aranızdaki sarı öküz yüzünden. Onun rengi gözümüzü kamaştırıyor, aklımızı başımızdan alıyor. Onu gördük mü ne kadar barışsever olduğumuzu unutup size saldırıyoruz. Bunların hepsi sarı öküzün suçu. Verin onu bize, siz kurtulun biz de barış içinde yaşayalım!.."
Boz öküz, diğer önde gelenlerle görüşmek üzere geri çekilmiş...
Hepsi de sıcak bakmışlar bu teklife...
Bir tek yaşlı benekli öküz "Olmaz" demiş ama kimseye dinletememiş sözünü...
Zavallı sarı öküz teslim edilmiş aslanlara...
Diğerleri üzülmüşler üzülmesine ama elden ne gelir ki!..
Bütün sürünün selameti için bir öküz...
Gerekliymiş bu...
Gerçekten de günlerce sürüye saldıran olmamış...
Huzur içinde geçer olmuş günleri...
Ama aslan milleti bu, ne kadar sabreder ki? Hele öküz etinin tadını aldıktan sonra...
"Acıktık" demişler Topal aslan boz öküzün yanına giderek "Selam" diye girmiş söze: "Gördünüz ya biz aslanlar ne denli uysal milletiz. Yalnız buraya bunu söylemek için gelmedim. Büyük bir problemimiz var!.."
"Nedir?" demiş boz öküz merakla.
"Şu sizin uzun kuyruklu öküz" demiş topal aslan ve devam etmiş: "Öyle uzun bir kuyruğu var ki nereden baksak görünüyor. O kuyruğu salladıkça bizim de aklımız başımızdan gidiyor. Gözümüz dönüyor, sürüye saldırmamak için kendimizi zor tutuyoruz. Gelin verin onu bize bu mevzuyu burada kapatalım. Eskisi gibi barış ve huzur içinde iki taraf da hayatını sürdürsün..."
Boz öküz yine istişare yapmış sürünün ulularıyla.
Yine sadece benekli öküz olmuş karşı çıkan.
Hepsi de "Verelim gitsin" demişler.
İstişare daha da kısa sürmüş bu defa.
Dışlamışlar uzun kuyruğu sürüden.
Saatler sürmüş zavallının çırpınışları ama sonunda o da yenik düşmüş aslanlara.
Tekrar tekrar yinelenmiş bu olanlar. Her geçen gün daha da semirmiş aslanlar, alabildiğince güçlenmişler. Öküzlerse her geçen gün daha da zayıflamışlar, seyreldikçe seyrelmişler...
Aslanlar küstahlaştıkça küstahlaşıyorlarmış.
Artık bir sebep bile söyleme gereği duymuyorlarmış..
"Verin bize şu öküzü sonra karışmayız" derlermiş sadece...
Zavallı öküzlerin "Hayır" diyebilecek güçleri kalmamış...
Hepsi birer birer can veriyorlarmış aslanların pençesinde...
Boz öküz de aralarında olmak üzere birkaçı kalmış en sona...
"Ne oldu bize, ne zaman kaybettik bu harbi aslanlara karşı, oysa ne kadar da güçlüydük?" diye sormuş biri boz öküze...
"Biz" demiş boz öküz, gözleri nemli ve sesi pişmanlıkla titreyerek,
"Sarı Öküz'ü verdiğimiz gün kaybettik bu harbi!.""

9 comments:

Anonymous said...

Öküzlük bakidir vessalam:-)

Anonymous said...

öküz beyinli kokuşmuş sümük beynini kullan yoksa kafandaki boşluğu düğün salonu olarak kullan

Mine Yaman said...

:))

Unknown said...

:)
insanların bloğun ne demek olduğunu daha da önemlisi terbiyenin ne demek olduğunu anlamadığı aşikar
ama kafiye fln yapmış arkadaş, sanatsal bi yanı var:D

Mine Yaman said...

hayır ne demek istemiş ben onu bile anlamadım ki :)

nurgül said...

Nesin ki, şu kadar sene yaşamış, şu kadar sene görmüş, şu kadar deneyimi olmuş insan... ne kadar? ne kadar tecrübe ettin hayatında büyük olayları? bir düşün bakalım. Bakalım ki diğerleriyle rekabete girişecek kadar dişli misin, güçlü müsün öğrenelim...

almıyoruz...

öyle ot gibi yaşayanlar giremez bizim dünyamıza... burası farklı. sakın aynı oksijeni, aynı suyu, aynı ortamı sizle paylaşıyoruz diye kendinizi bizden saymayın. saçmalamayın. bunu söylemekten hoşlanmıyorum ama ilkelliği artık kabul etmiyoruz biz. ilkelsiniz. bu dünyaya öyle şaşırmaya gelmişsiniz. hiçbir şey yapmadan şaşırmaya, izlemeye, seyretmeye gelmişsiniz. oynayanlar bizleriz bu hayatı. biz. biz şekillendiririz tüm hayatı. sizin gibilerden var mı etrafımızda dön bir bak. herşey bizim için aslında, üretilenler içinde çok az şey size hitap ediyor. sizi ilgilendirmiyor. ama bi mahsuru da yok bundan faydalanmanızın.alın, kullanın, şiirlerimizi alın, şarkılarımızı dinleyin, bunları sanki size yapmışlar gibi havaya da girin. ama bilin ki bunlar sizin için değil. bunlar hayatı oynayan kişilerin. bizim güldüklerimiz, bizim ağladıklarımız, bizim yaptıklarımız sadece bizimdir. bizim dünyamızda duraksama yoktur. bizim dünyamızda bağımlılık yoktur. bizim dünyamızda utanmak yoktur. asilik vardır, aşırılık vardır, bağımsızlık vardır. nesin ki, şu kadar sene yaşamış şu kadar deneyimi olmuş bir insan... dayanaksız fikirlerinizle hayatı zindana çeviriyor, çirkin suratlarınızla insanları iğrendiriyorsunuz. bizi sevmeyin. biz sizi sevmiyoruz çünkü. bizden birini de sevmeyin. olmayacak duaya amin demeyin. yoo, o kadar kötü değiliz biz. merhametliyiz, iyiyiz, cömertiz. isteseniz veririz. istemiyorsunuz ki... gurur diyorsunuz, almıyorsunuz. bebeklerinizi bize verin, bizim olsunlar, biz büyütelim. kurtulsun yavrucaklar. onlara duygusallığı öğretelim, ezilmemeyi öğretelim, kazanmayı öğretelim daha doğrusu yaşamayı öğretelim...

içindeki sorun her neyse bunu açığa çıkarıp insanların duygularını sömürme. bırak içinde kalsın. ne diye ağlıyorsun ki. aptal herif sende!. suç sende anlamıyor musun? azıcık beynin olsa anlarsın. güven! kendine güven! düşmanımızsanız kazanmak için tek şansınız bu. madem bir şeyin varlığından söz ediyorsunuz, madem iyilikten bahsediyorsunuz, buna inanın ozaman. bizim dünyamızda bize karşı savaşmayın. kendi dünyanızda hazırlanıp bizi geçin. bizi yermeyin, bizi eleştirmeyi bırakın. çalışın, öyle şeyler yapın ki biz sizden rahatsız olalım.

hazırlanın savaşalım...

hem kim bilir, belki siz haklısınızdır...
15/04/2008 kayipkız
www.kayipruhlarkulubu.com
Çoğalıyoruz....Sizide aramzıda görmek isteriz... savaşacak çok kişiye ihtiyaç var...

Mine Yaman said...

Nurgül umarım bu duvardan destekçiler bulursun.

Çılgın Yazar said...

güzel hikaye. çok şey anlatıyor.

Unknown said...

Actually they are not that harder to attending afterwards as you would apprehend from such a able UGG .If you abrasion your UGG Boots in acute acclimate such as abundant snow or abundant rain again you should yield actual accomplish to dry them out afterwards cutting them.