David Aaker'a göre;
Alt-üst İlişkileri (Subbrands)
1- Master brand as Driver. Bir ana marka ve bir alt marka var gibi görünse de burada ana marka abiliğini hep hissettirir. (HP Deskjet)
2- Co-drivers. Bu ilişkide de bir alt üst durumu vardır ancak alt marka kendini o kadar ezdirmez. (Sony Trinitron)
Onaylama Durumları (Endorsed Brands)
3- Strong Endorsement. Hesapta yeni bir marka lanse edilmektedir ve esas marka onaylayan pozisyondadır ancak ana marka bunu öle terbiyesizce yapar ki, diğerini zor durumda bırakır. (Ülker Golf)
4- Linked Name. Bu ilişkide onaylayan marka diğerine adını vermiştir ama bunu sorun yapmamakta, tam tersine onu yetiştirdiği ve adını verdiği için gurur duymaktadır. (Nescafe)
5- Token Endorsement. Esas marka veya kurum varlığını hissettirmekte ancak bunu çok edepli şekilde yapmaktadır. (Lotus - IBM)
Markalar Evi (House of Brands)
6- Shadow Endorser. Onaylayan marka veya kurum bir çok markaya sahip olduğundan ve esas olarak kendine güvendiğinden kompleks yapmamakta, bünyesindeki markaların işine fazla karışmamaktadır. (Migros-Koç)
7- Not connected. Markanın kime ait olduğundan hiç bahsedilmez, kimse de sormaz. Marka kendi ayakları üzerinde duran yetişkin biridir. (Pantene - P&G)
Markalı Ev (Branded House)
8- Same Identity. Bu evde kimse öyle kafasına göre yeni adetler getiremez, farklı isimler alamaz. (BMW)
9- Different Identity. Aynı soyadı taşıyan ama birbirinden farklı türde işler çeviren insanlardan oluşan kozmopolit bir evdir burası. (Club Med)
* Bu yazı Marketing Türkiye'nin 127. sayısında Güven Borça'nın köşesinden alınmıştır.
No comments:
Post a Comment