Sunday, January 28, 2007

Tatil / Holiday - Tutku Oyunları / Little Children



Son zamanlarda izlediğim halen vizyonda olan iki filmi sizlerle paylaşmak istedim.

Holiday i aslında yılbaşından önce izlemiştim ama anca bahsedebiliyorum sizlere.. Son zamanlarda izlediğim en güzel, romantik ve duygu dolu bir film. Cameron Diaz'ı zaten çok severim, bu filmle bir kez daha sevdim. Jude Law'da oldukça yakışıklıydı hani :)
Iris (Kate Wınslet) aşık olduğu erkeğin başkasıyla nişanlanmasıyla, Amanda (Cameron Diaz) ise erkek arkadaşı tarafından terk edilmesiyle bunalıma girer ve internetten ev değiştirme sitesiyle Iris California'ya, Amanda ise Londraya gelir. İkisi de burda aşkı bulur. İris film müziği bestecisi Miles'a (Jack Black), Amanda ise İris'in kardeşi Graham(Jude Law)'a aşık olur. Bu güzel aşkların anlatıldığı film, gerçekten izlemeye değer :)

Bir diğer film ise Little Children (Tutku Oyunları). Hakkında bir çok okuduğum ve güzel diye izlemek istediğim filmi cumartesi akşamı sinema kararı verince önünde durduğumuz sinemada izleme kararı aldık. Film kocasından ilgi görmeyen Sarah (Kate Winslet) ile karısıyla huzursuzluk yaşayan Brad (Patrick Wilson)'in çocuklarını götürdükleri parkta tanışmalarıyla yaşadıkları ilişkiyi anlatıyor. Bu kadar olumlu eleştiri alan film bence daha güzel olmalıydı. Cinsel öğelerin çok fazla ön planda tutulduğu filmi açıkçası ben beğenmedim. İkinci yarının başı oldukça sıkıcıydı zaten. Sadece sonunu merak ettim ve hiç bir filmden çıkmadığım için bundan da çıkmadım. Zaten filmden tek etkilendiğim yer kaçmaya karar veren Brad'in, Sarah onu beklerken yaralandığında hemen karısını yardıma çağırmasıydı. Ben çok tavsiye etmiyorum ama tabi yorum size kalmış, işte filmin güzel olan son cümleleri...

"Geçmişi değiştiremezsiniz. Gelecek ise yepyeni bir öyküdür ve bir yerden başlamak gerekir..."

6 comments:

zzeinepp said...

ama bu doğru bişii değil ki..iki cins için de geçerli..

sizinle evlenir ve kenara ayırırlar; sonra yeni heyecanlar yaşamak isterler çünkü siz bir şekilde geçmişte kalmışsınızdır ve gelecek karşıda parlamaktadır..
Ne kadar incinip kırıldığınıza bakmadan başkalarıyla yeni bişiiler yaşarlar ve yardıma ihtiyaçları olduğunda nedense akla güvenilir eşleri gelir..
ve biz de; kadın ya da erkek bundan etkileniriz, sonuçta beni hatırladı deriz, beni tercih etti deriz..oysa bunun tek adı var; BENCİLLİK..

zzeinepp said...

the holiday
-eğer birini severken kafanız hiç çalışmıyorsa, aşk gözünüzü kör ediyorsa ve bu da yanlış kararlar vermenize neden oluyorsa,
-sevdiğiniz adamı önce başkasını tercih ederken sonra da onunla mutlu olurken tepki veremeden izlemek zorunda kalmışlığınız varsa,
-aşka inancınız pek kalmadıysa, insanlara eskisi kadar güvenemiyor ve başa sarmak için yaşınızın artık geçkin olduğunu düşünüyorsanız,
bu film size pek romantik komedi gibi gelmez çünkü sizi darmadağın eder..
neden sürekli yanlış kadınları seçtiğine dair bir tirad var filmin ortasında winslet, jack'e söylüyor sebebini:

"because you're hoping you're wrong. and everytime she does something that tells you she's no good, you ignore it. and everytime she comes through and surprises you, she wins you over, and you lose that argument with yourself, that she's not for you"

Anonymous said...

bence öyle değil..
bencillik değil o
adam aslında karısını seviyor..ihtiyacı olan şey karısının ona vermesi gerekn guven duygusu ve karısının ona inancı..karısı ,adamın okuduğu dergilere bile saygı gostermiyor,telefon bile almıyor adama.bu küçük şeyler adamı yaralıyor gitgide..adamla birlikte uyumuyor bile...adama olan saygısını kaybetmiş sanki..ama adam guven ve inanç duygusunu ikinci kadın da buluyor..ve bu duyguyla kayak yapıyor ya zaten,kaçmaya çalışırken,kayak yapan geçnleri goruyor ve yuklendmiş olduğu inanç duygusuyla ( ikinci kadının ona verdiği)kayıyıor çocuklarla hatta yapmaması gereken bir kayak deneyimi bile yaşıyor tehlikeli olsa da..ikinci kadını bile unutuyor o an..ve gözunu açınca karımı çağırın diyor..
..
aşklar ne kadar buyuk olsa da,evlenseniz de karşınızdakine saygı duygunuzu kaybetmemek..ikinci plana atmamak ve onu onemsemek..
aşkı ve sevginin sonsuza kadar surmesi için benimsediğim temel fikrimi,bu filmle bir kez daha onaylamış oldum:)ve çok mutlu oldum
bu filmi izlemenin keyfi buydu benim için:)
holiday i izleyemedim daha..

Serra said...

The Holiday`i izLemi$tim ben de, ho$ bi fiLm.. ;)
Ikincisini biLmedigim icin yorum yapamicam guseLim.

~Serra

Humanist said...

amandanın jude law'un çocukları ile iletişim kurduğu sahneler özellikle çok güzeldi. Hayatında kendi ile bile barışık olamayan yalnız bir insanın saf sevgi karşısındaki bocalayışydı bence.Çok beğendim filmi.

zzeinepp said...

ve çocukları görünce jude'u arayanların aslında çocukları olduğunu anlaması da.. :))
kadın milleti işte; illa bi şüpheleniriz önce :P