İnsan bir şeyi çok isteyince oluyor, kesinlikle oluyor...
Konser duyuruları ilk çıktığında gözüme kestirdim bunu ben. Kimse eşlik etmese de gidicem diye düşündüm. Günlerce baktım biletlere ama tek başıma almaya elim hiç gitmedi nedense. Sonra birlikte gitmeye karar verdiğimiz bir arkadaşım dayısını kaybetti, konserden bir kaç gün önce.. Bu sefer onunla karar verdiğimiz için gitmekten vazgeçtim ben de, ama bir yanımda gitmeyi çok istiyordu. Öyle ya, öğrenmiştik artık, ölümün yaşamın hemen yanında olduğunu. Kendi kendime gidiyorum, gitmiyorum, evet, hayır ikilemelerimin arasında konser günü geldi ve ben artık gitmeyeceğim, kısmet gözüyle bakıyordum olaya. Taa ki, telefondaki ses, bu akşam harika bir konser var gitmeyi çok istiyorum diyene kadar.. Bir anda alınan karar, hazırlanan ben ve konser saatinde alınmış biletimle; harika bir akşamda, yıldızların altında dinlemeye başladım Ada Plak'tan çıkan şarkıları..
Öyle ya, ilk gençlik yıllarıma dayanan o harika melodiler, şarkılarla sevdiğim, güldüğüm, ağladığım bir çok anı yeniden karşımdaydı şimdi.. Hala bende, özel anların, özel şarkılarıydı onlar.. Yeni Türkü'nün Mamak Türküsü, Bulutsuzluk Özlemi'nden Sen Varsın Ya, Grup Gündoğarken'den Ankara'dan Abim Gelmiş, Zuhal Olcay'dan Pervane, Bülent Ortaçgil'den Eylül Akşamı.. Bunun yanında daha yeniler, Mor ve Ötesi, Replikas, Jehan Barbur.. Bu kez Ezginin Günlüğü olmadan Hüsnü Arkan.. Hepsi Harbiye'nin o sahnesinde sadece benim için söylüyorlardı sanki..
Ne zaman, neye üzülsem, tekrar onların play'ine basıyorum ben. Sevindiğimde tekrar yükseltiyorum seslerini...
Harika bir akşamdı, orada olan herkes harikaydı..
Tek eleştiri sponsor firmaya.. Yani konser devam ederken bile arka ve yan ekranlardaki logo o kadar rahatsız ediciydi ki... Reklamveren de bir yerde durmasını bilmeli, bu kadar rahatsız etmemeli bence izleyici..
1 comment:
http://www.yargiyayinevi.com/kategorilistele.asp?katid=527
Kitap oku bak kelepir kitap var :))
Post a Comment