Monday, November 10, 2008

Yeşilçam'ın takibinde...


Bu ara kendimi o ya da bu şekilde sinemada bulurken, tercihimi hep Türk filmlerinden yana yaptım. Bir İtalyan filmi olsada Ferzan Özpetek'in Mükemmel Bir Günü de Türk filmi idi bence. Filmde karısından boşanan adamın bunu hazmedememesi, karısına tecavüz etmeye kalkması ve en sonunda cinnet geçirip, kızını, dünya tatlısı oğlunu ve kendisini öldürmesi anlatılıyor. Ferzan Özpetek'in keyifli anlatımıyla, ismine kanıp, sabun köpüğü sandığımız filmde gerim gerim gerildik..
Vicdan da ise Nurgül Yeşilçay bence Altın Portakal'ı bileğinin hakkı ile almış. Kocasıyla arkadaşının birlikte olduğunu öğrenen kadın, arkadaşıyla eski günleri anarak, ikisini birbirinden uzaklaştırır. Artık birlikte takılan kadınlar adama karşı cephe alırlar, fakat adam karısını kasabadaki bir düğünde öldürür. Bunun üzerine Nurgül'de kasabadan ayrılır, payvona düşer ve onu kurtaracağını söyleyen, başka bir adamla imam nikahlı yaşamaya başlar. Adam elbette evlidir ve günün birinde bunu bırakıp ailesine döner. Hapisten çıkan Murat Han ise gelir ve Nurgül'ü bulur, tekrar birlikte olmak isteyen adamı da Nurgül öldürür. Filmleri izleyip bir de üzerine yorumlar yazınca kendimi Atilla Dorsay gibi hissettim :) Çok anlamadığım ve etkinlikler içerisinde 2 saat bağlı kalma sebebiyle en son tercih ettiğim sinema yoksa beni kendisine mi bağlıyor...

2 comments:

Anonymous said...

neden sinemaya çok sık gittin bu ara acaba:)))))

Mine Yaman said...

:) Bilmemm, denk geldi sanırım :))