Wednesday, May 07, 2008

MEVLANA "Hamdım, piştim, yandım..."

Bütün ömrünü şu 3 kelimeyle özetler Mevlana,
Hamdım.. Piştim.. Yandım..

Mevlana. Aşkın Dansı.
Bu filmi aslında vizyona girdiği ilk hafta izledim ama yazmaya bir türlü fırsat olmadı. Mevlana’nın babasıyla sonra da Şems-I Tebriz olan görüşmelerini anlatan, hakkında bilgiler veren çok güzel bir belgesel bence.Hatta kısa film haline getirilip, daha fazla yayınlanmalı ve dünyaya yayılmalı. Film de Mevlana’yı oynayan ve 7.kuşaktan torunu olan Sinan Tuzcu oldukça başarılı bence.

Bu sene Mevlana Müzesine gittim ben Mart ayında. Yoğunluk sebebiyle yazamadım ama kesinlikle çok etkilendim o havadan. Bence Konya Şehri Mevlana’ya sahip olmasıyla kendini daha yukarılara pazarlamalı. Mevlana ile ilgilenmeye ve okumaya başladıktan sonra kesinlikle olgunlaştığıma ve bilgeleştiğime inanıyorum.

Sevgili Emre’nin bir önceki Mevlana yazıma yazdığı yorumu burada paylaşarak sözlerime son veriyorum, film de bu metnin bir de seslendirilmiş hali varki; bence izlemek lazım, dinlemek lazım, anlamak lazım…


Duydum ki Bizi Bırakmaya Azmediyorsun Etme

Duydum ki bizi bırakmaya azmediyorsun etme
Başka bir yar başka bir dosta meylediyorsun etme
Sen yadeller dünyasında ne arıyorsun yabancı
Hangi hasta gönüllüyü kasdediyorsun etme
Çalma bizi bizden bizi gitme o ellere doğru
Çalınmış başkalarına nazar ediyorsun etme
Ey ay felek harab olmuş alt üst olmuş senin için
Bizi öyle harab öyle alt üst ediyorsun etme
Ey makamı var ve yokun üzerinde olan kişi
Sen varlık sahasını öyle terk ediyorsun etme
Sen yüz çevirecek olsan ay kapkara olur gamdan
Ayın da evini yıkmayı kastediyorsun etme
Bizim dudağımız kurur sen kuruyacak olsan
Gözlerimizi öyle yaş dolu ediyorsun etme
Aşıklarla başa çıkacak gücün yoksa eğer
Aşka öyleyse ne diye hayret ediyorsun etme
Ey cennetin cehennemin elinde olduğu kişi
Bize cenneti öyle cehennem ediyorsun etme
Şekerliğinin içinde zehir zarar vermez bize
O zehiri o şekerle sen bir ediyorsun etme
Bizi sevindiriyorsun huzurumuz kaçar öyle
Huzurumu bozuyorsun sen mavediyorsun etme
Harama bulaşan gözüm güzelliğinin hırsızı
Ey hırsızlığa da değen hırsızlık ediyorsun etme
İsyan et ey arkadaşım söz söyleyecek an değil
aşkın baygınlığıyla ne meşk ediyorsun etme
Mevlana Celaleddin Rumi

4 comments:

Emre Küçükoğlu said...

Sırrına düşmeye geldim Sultanım. Beni çizgilerinden mahrum etme.

Toz olup kaybolmaya geldim Sultanım. Affımı çevirip Mecnun etme.

Kim bilir uçacak mı bakışların, küçücük sohbetini bekliyor saatlerim. Bir merhamet üflesin meleklerin şifalanayım. Bir mum üflesin yaşam surelerin aydınlanayım.

Yanımdayken durgunum, özümdeyken kendimi sıkarım bu tenhada, tenimdeyken dönerim Güneş’in etrafında, sözümdeyken ışıksın, sesimdeyken güfte.
Hangi yıldıza aşıksın? Dalar gidersin çalarken o mahur beste.

Kim bilir sönecek mi ormanların uykusu, varlığına sevdalı kalbin kavuşma anında. Bir kuzeyden indi meleklerin, bir güneyden süzüldü, yokluğa varlık indi, darlığa mesafe.

Kim bilir hangi yıldıza aşıksın?
Dalar gidersin yanımda ben durgunken, dudaklarımı öpersin ben Dünya olurum, ruhuma değersin yine sana aşık olurum.

Sırrına ermeye geldim Sultanım. Beni sırrından azat etme.

E.K



http://www.antoloji.com/siir/siir/siir_SQL.asp?sair=63802&siir=943229&order=oto

Anonymous said...

başarılı olmuşum ben sanırım:)
canlarrrrrım:)
paşakınız ;)

Mine Yaman said...

Emre,
Modern zamanların düşünürüsün sen :) Süpersin inan...

Paşakım :)

Emre Küçükoğlu said...

Selamlar...

:)