Tuesday, October 28, 2008

Bloglar tehdit altında..

İş yerinde İsviçre hostingi üzerinden bağlandığımdan, bir site İsviçre'de yasaklı değilse çok rahat girebiliyorum. Bu sebepten farkında değildim olayların, ta ki Mine Blogger'a girilmiyor yazamıyorum, senin blogunu okuyamıyorum, aylardır yazdığım yazılara ulaşamıyorum mesajları alana kadar... Sonra bir an durumun ciddi olduğunu anladım.
Meğersem Digiturk'un Lig tv yayınları yapan bloglara karşı açtığı dava sonucunda blogger.com a erişim yasağı gelmiş. Yani özetle pireye kızıp yorgan yakmışlar..
Şimdi siz bu satırları okuduğunuza göre bloglara ulaşılıyor demektir, ama sansür denilen o gereksiz olayın bu kadar içimize girmiş olması bana inanılmaz ve dayanılmaz geliyor, o halde sürekli tehdit altındayız.
Youtube a vtunnelden giren bir gençlik elbet bunu da kırmayı başaracaktır ama neden hala bu ufak hesaplar peşindeyiz hiç anlamıyorum.
Hazımsız yönetimler şimdi nereye saldıracak? Twitter'a mı, facebook'a mı?
Ya da bunlar kapanınca bizler susacak mıyız?
ASLAAA!

http://www.bloghareketgunu.com/imza/bloguma-dokunma/

Devrim Arabaları!


Müthiş bir film izledim cumartesi günü. Uzun zamandır izlediğim en iyi Türk filmlerinden biriydi. Gerek senaryosu, gerek çekim teknikleri beni 60'lı yıllara aldı götürdü. Cemal Paşanın Türk Malı otomobil yapılmasına tepki gösterenlere "Biz aslında devrimi düşüncede yapmalıymışız." cevabı, yapamazsak endişelerine 23 mühendisin lidesi olan Gündüz Bey'in "ya yaparsak.." yanıtı o kadar etkileyici ve o kadar güzeldiki. Atlas Pasajında izlediğimiz seans film oyuncuların halkla birlikte izledikleri ilk gala idi. Yanımda oturan Altan Gördüm, yönetmen Tolga Örnek ve tabiki Taner Birsel ile filmi izlemek çok ama çok keyifliydi. 130 günlük bir süreci anlatan ve 140 günde çekilen filmin İlk yarısı otomobilin teknik detaylarıyla geçtiğinden bana oldukça maskülen gelmişti ama ikinci yarısı o kadar gurur vericiydi ki, fırsatınız olursa mutlaka izlemenizi tavsiye ederim. İnanmayanlar yüzünden benzin sıkıntısıyla yolda kalan devrim aslında bugün hala yürüyor. Filmin sonunda Selçuk Yöntem'in söylediği en akılda kalanlardan aslında;
"Adı Devrim olan bir arabayı zaten yolda yürütmezlerdi..."

Friday, October 24, 2008

Kördüğüm

Öyle uzakki yerim,
Uzakları aşıyor...
Bütün özlediklerim,
Benden ayrı yaşıyor...

Ya herşeyim ya hiçim
Sorma dünya ne biçim
Bir kördüğümki içim
Çözdükçe dolanıyor...

Thursday, October 23, 2008

Mamma Mia!


İstanbul Gösteri Merkezinde gerçekleşecek Mamma Mia ya bizde gidelim, müzikal severiz biraz kanımız hareketlenir dedik ve o kadar bilet bulunamaz, yok çok gidilemez laflarına kulak asıp, iki gün sonraya biletimizi alıp, metrobüsle Yeşilköy yollarına düştük. Tabi müzikalin Autoshow fuarı ile aynı tarihlerde olması alanın felç olmasına yetmişti.
Mamma Mia benim beklediğimden daha sakin geçti, ben kendimi tutamam, arkamda izleyenlere yazık diye düşünürken, aslında o kadarda hareketli olmayan bir gösteri ile karşılaştım. Tabiki Abba şarkıları mükemmeldi, tabiki oynayanlar, söyleyenler çok başarılıydı ama bir şeyler eksikti sanki. Bir de bu gösteriyi 450 defa izleyenler falan varmış, o kadar izlemeye sanki lüzum yokmuş gibi ama bilemedim :)

Monday, October 13, 2008

Bugünlerde...

Spora başladım. Evet yeniden, içimde yükselen enerjiyi bir yerde harcamam gerekiyordu, hem de yakınımda bu kadar donanımlı bir salon olduğunun farkında değildim. Artık yeniden forma girme zamanı...
Belgin Abla evlendi :) Yekta Abi ile Belgin Ablanın düğününü yaptık geçen hafta. Ben onlar için bir anı defteri yaptım ve oturacakları masayı süsledim. Bakalım beğenecek misiniz? Belgin ablayı çok çok çok seviyorum ve örnek alıyorum, o mutluluğu çok hakediyor, umarım hep çok mutlu olur. Tabi ben yakınlarımın düğün telaşlarında neden hep düzgün fotoğraf çektirmeyi atlıyorum, bu kez de damatla hiç aynı karede değilim yaaaa...
Daha erken yatmaya, hayatımı daha düzene koymaya çalışıyorum, toparlanmaya başladı, başucumdaki kitapları düzenledim, onlar bitene kadar yeni kitap almamaya karar verdim. Yediklerime dikkat ediyorum, sağlığım için gereksiz şeyler yemiyorum...
İhmal ettiklerimin farkındayım, ama bunun sebebi kafamın yoğun olması aslında, sevmediğimden ya da istemediğimden değil, bana alınmayın diyeceğim ama burayı okumadığınızdan onu da anlamayacaksınız;
Duygu&Kağan; size gelemiyorum, çünkü hep kalabalıksınız, ayrıca ben gelmiyor oldum ama aslında size uygun günü bildirseniz, tabiki gelir, keyifle kalırım.
Sibel&Serkan&Selim Sarp; Selim Sarp'ın ikinci yaş günü olmadan gelmeye çalışıcam, çok merak ediyorum bıcırığı, sizleri de çok özledim ama bir türlü gelemedim ya, şimdi de gelmeye utanıyorum sanırım :(
Gülten Teyze; Sana gelemesemde elim hep Evren'in üzerinde. Sen merak etme bile diyeceğim ama bir gün oturup konuşmak gerek.
Yiyorum, içiyorum, geziyorum, hayat ne güzel ya, hayatı seviyorum :)