tag:blogger.com,1999:blog-284357332024-03-21T01:55:02.563-07:00Benim BlogumMine Yamanhttp://www.blogger.com/profile/08357608376540810508noreply@blogger.comBlogger279125tag:blogger.com,1999:blog-28435733.post-538166817715194742013-01-01T09:45:00.001-08:002015-01-21T02:05:13.616-08:0020on3Yazdığım bir yazı sevilip, bir şekilde tekrar bana gelirse işte o an dünyalar benim oluyor. Tıpkı bu yıl yazıp da çeşitli platformlara gönderdiğim yeni yıl mesajının dönüp dolaşıp tekrar bana gelmiş olması gibi...<br />
Tüm bunlar olunca demek ki yazdığım mesaj burada yer almayı hak etti. <br />
<br />
"Öncelikle huzurumuzun artarak sürdüğü, gece başımızı yastığa koyduğumuzda mutlulukla kocaman gülümseyeceğimiz, sağlığımızı ve fit vücudumuzu eksiksiz koruduğumuz, tatlı vanilya ve tarçın kokularının burnumuzdan gitmediği, keyifli espirilerin hayatımızda bitmediği, seyahatten yerimizde duramadığımız, eğlenceli, keyifli, güzel ve sevimli 365 gün daha diliyorum hepimize..."<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi9zT4rrgOb6IXvhxsNmEC1dGQ9Dy02wOo_v9Zd50S2qtIQq8lHu5aQyOE0W4i5QNPnM4vrw1xVwW9motX_2uuFYa3sBM1C1z3nzXJs9sznZT0SFixX-bYuFUzcUyWejnDXAAI9/s640/blogger-image-1511397692.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi9zT4rrgOb6IXvhxsNmEC1dGQ9Dy02wOo_v9Zd50S2qtIQq8lHu5aQyOE0W4i5QNPnM4vrw1xVwW9motX_2uuFYa3sBM1C1z3nzXJs9sznZT0SFixX-bYuFUzcUyWejnDXAAI9/s640/blogger-image-1511397692.jpg" /></a></div>
Mine Yamanhttp://www.blogger.com/profile/08357608376540810508noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-28435733.post-70059370577406187162012-12-20T05:55:00.000-08:002012-12-20T05:55:06.199-08:00Şeb-i Arus İstanbul<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgktf04Hfjm7AAZraN6peWUQTG3VX9_MfaA_HP_Oct99blSohd_uL9QWX-YoqOvnfPF9qP4OfsMYHDU1cBSw1y1eUtuEkC8hRolg6tV9ojN5tAZlU2gMeMkDY9E_U64aGx1vlX4/s1600/IHA_20121208_254388.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" eea="true" height="178" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgktf04Hfjm7AAZraN6peWUQTG3VX9_MfaA_HP_Oct99blSohd_uL9QWX-YoqOvnfPF9qP4OfsMYHDU1cBSw1y1eUtuEkC8hRolg6tV9ojN5tAZlU2gMeMkDY9E_U64aGx1vlX4/s320/IHA_20121208_254388.jpg" width="320" /></a></div>
<div style="border-bottom: medium none; border-left: medium none; border-right: medium none; border-top: medium none;">
<em>Ölmeden önce yapılacaklar listemde Şeb-i Arus'u Konya'da izlemek vardı, fakat her yerde bu yıl İstanbul'da da tören olacağını duyunca hemen aldım biletleri. Ben organizasyonu duyupta bilet alana kadar zaten çok az sayıda yer kalmıştı ve cumartesi akşamı Ülker Arena'nın dik tribününde bulduk kendimizi. </em></div>
<div style="border-bottom: medium none; border-left: medium none; border-right: medium none; border-top: medium none;">
<br /></div>
<div style="border-bottom: medium none; border-left: medium none; border-right: medium none; border-top: medium none;">
<em><strong>"Gönüllerin Sultanı Aşkın Başkentinde"</strong> idi sloganı ne kadar güzel değil mi?</em></div>
<div style="border-bottom: medium none; border-left: medium none; border-right: medium none; border-top: medium none;">
<em><br />Tören Kenan Işık'ın Mesnevi'den okuduğu rubaîler ile başlayıp, tasavvuf müziğinden şarkılar ile devam etti. Herkesin merakla beklediği semâ gösterileri ise törenin en sonundaydı; tabi o ana ladar dayanabilen izleyiciler olursa...<br />Çünkü tören tasavvuf ile ilgili hiç bir bilgi vermeyip, oraya öğrenmeye gelenler için faydasızdı. Yani semazenlerin kıyafetlerindeki manadan, ibadetlerinin şekli anlatılsaydı; semazen nedir, kimdir söylenseydi, en kötü gelenlere daha önce hazırlanmış broşürler verilseydi çok daha etkili, çok daha keyifli olabilirdi...<br />Daha önce televizyondan istediğim asıl Konya"da gerçekleşen törenler; huzur dolu, sakinlik ve dinginlik içinde idi. <br />Malesefki bu tören, tıpkı İstanbul'un her konudaki reklamlarının altındaki içi boş içeriği şeklindeydi. Oysa en az 6-7.000 farklı tarzdaki insanları bir araya getiren Mevlana aşkı, zaten başlı başına bir malzeme, umarım gelecek yıllarda çok daha başarılı işlenebilir...</em></div>
<div class="separator" style="border-bottom: medium none; border-left: medium none; border-right: medium none; border-top: medium none; clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEim92SaUGD1qyHKNywcx4r6DtpGEoZirPzkmhdBZURwsXXLMliP4h15mNAvZntzySEPMtAf3KgZrc9ckoLYh4O90Ezi3m4e_iqEHh7Y17SgILlxy2zHSfUzlTXyfUiuPl-kxByx/s1600/seb-i_aruz2012_11.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" eea="true" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEim92SaUGD1qyHKNywcx4r6DtpGEoZirPzkmhdBZURwsXXLMliP4h15mNAvZntzySEPMtAf3KgZrc9ckoLYh4O90Ezi3m4e_iqEHh7Y17SgILlxy2zHSfUzlTXyfUiuPl-kxByx/s1600/seb-i_aruz2012_11.jpg" /></a></div>
Mine Yamanhttp://www.blogger.com/profile/08357608376540810508noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-28435733.post-19161523470017312202012-12-10T04:07:00.000-08:002012-12-10T04:07:29.690-08:0030 + 1 ... 2012'nin nasıl geçtiğini anlamadığımı ayrıca belirtmeme gerek yok sanırım, en son geçen yıl sonunda yazmışım.<br />
<br />
Bu sayfa ilk açtığım günden bu günlere geçen sürede bir dilek tahtası halini aldı, bu beni de üzüyor tabiki ama her gün karar veriyorum kendimce, yazmaya tekrar başlayacağım diye, sonra tutamadığım binlerce karar gibi, o da uçup gidiyor boşluklara, ve eminim bir başka karar alanın yeni kararı oluyor…<br />
<br />
<div style="border-bottom: medium none; border-left: medium none; border-right: medium none; border-top: medium none;">
Ama en azından doğum günlerimde yazdığım bu sayfanın, sadece yılda bir kaç günlüğüne de olsa benim olduğunu, dilediklerimi paylaşıyor olduğunu ve bunların bir kaç kişiye de olsa, ulaşıyor olduğunu bilmek güzel, keyifli.</div>
<div style="border-bottom: medium none; border-left: medium none; border-right: medium none; border-top: medium none;">
<br /></div>
<div style="border-bottom: medium none; border-left: medium none; border-right: medium none; border-top: medium none;">
Dijital medyanın bu hale gelmesi, blogumu da böldü aslında. Anlık düşüncelerimi twitter'da, gittiğim yerleri foursquare'de, fotoğraflarımı instagram'da paylaştığımdan beri, bu güzel sayfanın içeriği önce güncelliğini kaybetmeye sonra da yavaş yavaş azalmaya başladı.</div>
<div style="border-bottom: medium none; border-left: medium none; border-right: medium none; border-top: medium none;">
<br /></div>
<div style="border-bottom: medium none; border-left: medium none; border-right: medium none; border-top: medium none;">
Şimdi harika bir yazıyla yeniden dönmüş olmak isterdim ama,</div>
<div style="border-bottom: medium none; border-left: medium none; border-right: medium none; border-top: medium none;">
<br /></div>
<div style="border-bottom: medium none; border-left: medium none; border-right: medium none; border-top: medium none;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgez_FXZxBqA51F6Sd_hABG1Vs6MTUChA5BDjw4ora3kFbwv4rfrhX0Nj2bZ8D47lOGHriCgzHIKR0xesAPTagt-gG5rp8MEi9iFwqtlcPxMvs2y55fkFqBg6WTzVVgEZhkFq3V/s1600/cupcake.jpg" imageanchor="1" style="clear: right; cssfloat: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><img bea="true" border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgez_FXZxBqA51F6Sd_hABG1Vs6MTUChA5BDjw4ora3kFbwv4rfrhX0Nj2bZ8D47lOGHriCgzHIKR0xesAPTagt-gG5rp8MEi9iFwqtlcPxMvs2y55fkFqBg6WTzVVgEZhkFq3V/s320/cupcake.jpg" width="303" /></a>bir yaş daha büyüdüm işte.. artık eskisi gibi değilim, spordan sonra yoruluyorum, biraz fazla içeyim sarhoş oluyorum, dinlenmek istiyorum, sessizlik istiyorum... Kafamın içindeki yoğun düşünceleri aynı anda içeride tutamıyorum, incelikler yüzünden artık daha fazla incinmek istemiyorum.</div>
<div style="border-bottom: medium none; border-left: medium none; border-right: medium none; border-top: medium none;">
<br /></div>
<div style="border-bottom: medium none; border-left: medium none; border-right: medium none; border-top: medium none;">
Büyüdükçe aldığım ruh hallerinde kaldığın sürenin çok daha önemli olduğunu biliyorum, o yüzden mutlu anlarımı uzatmaya, keyifsizleri daha az yaşayıp, dersler almaya çalışıyorum. 30lu yaşların çok da büyük olmadığını kabul ediyorum. </div>
<div style="border-bottom: medium none; border-left: medium none; border-right: medium none; border-top: medium none;">
<br /></div>
<div style="border-bottom: medium none; border-left: medium none; border-right: medium none; border-top: medium none;">
Bu bloğu takip edenler bilir ritüelimi, her yıla özel bir şarkı seçerim ya ben, şimdi okuyanlar diyecekki, sen de büyüyeceğine gittikçe kendini küçültüyorsun diye, ama bunu özel olarak seçmiyorum, tam doğum günüm yaklaşırken, içime doğuyor bu şarkılar, işte bu yılınki;</div>
<div style="border-bottom: medium none; border-left: medium none; border-right: medium none; border-top: medium none;">
<br /></div>
<div style="border-bottom: medium none; border-left: medium none; border-right: medium none; border-top: medium none;">
“bir minicik kız çocuğu bak </div>
<div style="border-bottom: medium none; border-left: medium none; border-right: medium none; border-top: medium none;">
duruyor orada hâlâ </div>
<div style="border-bottom: medium none; border-left: medium none; border-right: medium none; border-top: medium none;">
anlatamam gördüklerimi </div>
<div style="border-bottom: medium none; border-left: medium none; border-right: medium none; border-top: medium none;">
o neşeli çocuğa </div>
<div style="border-bottom: medium none; border-left: medium none; border-right: medium none; border-top: medium none;">
artık beni asla yaralayamaz </div>
<div style="border-bottom: medium none; border-left: medium none; border-right: medium none; border-top: medium none;">
hayat eğer istemezsem </div>
<div style="border-bottom: medium none; border-left: medium none; border-right: medium none; border-top: medium none;">
yıllar beni kolay yakalayamaz </div>
<div style="border-bottom: medium none; border-left: medium none; border-right: medium none; border-top: medium none;">
ben durup beklemezsem”</div>
<div style="border-bottom: medium none; border-left: medium none; border-right: medium none; border-top: medium none;">
<br /></div>
Mine Yamanhttp://www.blogger.com/profile/08357608376540810508noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-28435733.post-68493777964389540742011-12-31T02:35:00.001-08:002011-12-31T02:35:39.339-08:00Sevgili 2012Bir uyanışı getireceğin söyleniyor biz insanoğluna... O kadar anlam yükledikki sana, beklentilerimiz o kadar arttıki, başlangıçta sana haksızlık ederlerse; hemen öyle sinirlenme, sakince dur ve bekle..<br />
Önceki yılları çok yıprattığımızdan 2011 yordu bizi, üzdü. Bizde en sevdiğimiz şeyi yapıp, erteledik güzel günler görmeyi, umarım sen gelirken yanında getirmişsindir.<br />
Geçmişin değerlendirmesini yapmanın anlamı yok artık pek fazla; ben iyi bir sene geçirdim de bu genele yayılmayınca anlamı ne? Seninle herkesin yenilenen umutları, mutlulukları tüm yıl sürsün olur mu? <br />
Tüm insanlara; bolluk, bereket, iyi şans, mutluluk, huzur ve aşk istiyorum senden; o kadar çok ver ki, kavgalar sona ersin, korkular bitsin, herkes sevgi içinde geçirsin günlerini... <div class="separator"style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjSKViA0HcAEltar1yUHrj-iwDUzIn293oSk7l_nTcsTXFA5NRmcEmldtWBMlVO5Yxi8m-cj8u6rRYE_PCrtzv-3ghfvkaEzQ5M2M8YDUVu2Sy_6xQyLsUJtr5ukH2uiNVFQiUc/s640/blogger-image-1133999925.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjSKViA0HcAEltar1yUHrj-iwDUzIn293oSk7l_nTcsTXFA5NRmcEmldtWBMlVO5Yxi8m-cj8u6rRYE_PCrtzv-3ghfvkaEzQ5M2M8YDUVu2Sy_6xQyLsUJtr5ukH2uiNVFQiUc/s640/blogger-image-1133999925.jpg" /></a></div>Mine Yamanhttp://www.blogger.com/profile/08357608376540810508noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-28435733.post-86055777764362080032011-12-10T12:45:00.001-08:002011-12-11T08:45:27.404-08:00ve yine 10 Aralık..."Anason Kokarken Sofralar,<br />
Yaşlandırıyor Seni Aynalar,<br />
Her Geçen Yıl Birer Birer,<br />
Masadan Eksiliyor Dostlar..."<br />
<br />
İşte bu yıl, bu şarkı gelsin benim için.. Artık biliyorsunuz yaş almanın beni büyütmediğini, her yaşın birbirinin aynısı olduğunu, 20li yaşların geri gelmeyeceğini...<br />
Etrafımda abla diyenlerin arttığı, teyze, hala sıfatlarının eklendiği, bacaklarıma asılan ufaklıkların olduğu koskoca bir 365 günü daha deviriyorum bugün...<br />
İyiki tanıdım dediğim insanların yanında, her geçen gün daha mutlu, daha huzurlu ve daha sevgi dolu geçirirken günlerimi, olduğum yerde çınarlaşıyorum belki de.<br />
Ve bugün 2'yi bırakırken hayatımdan, geri dönüp baktığımda, hayatıma harika bir onluk daha eklediğime eminim.<br />
Bazen durup dinlediğimde yapmam gerekenleri yapmamışım gibi gelse de; biliyorum olabileceğinin en iyisi idi bu sene...<br />
Ve teşekkür ediyorum, şimdi 3'lü yaşların en başından sizlere sesleniyorum; <br />
"Tutun ellerimden, yoksa düşeceğim, doğacak içimde baharım, sevincim.."<br />
<div class="separator"style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjp0aCFRrbTYquGFd_zAmmcFXmEH1F-hOHlGU_HOkrCxq5Rc4gpmFgxAxJo6QyPSfKHEkMLGT7xUa_DvkdliX1CFcj4eRou6hPfvozGu1sjS83pCv22bml0PRZImqjt7ilXaGxk/s640/blogger-image-1788045032.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjp0aCFRrbTYquGFd_zAmmcFXmEH1F-hOHlGU_HOkrCxq5Rc4gpmFgxAxJo6QyPSfKHEkMLGT7xUa_DvkdliX1CFcj4eRou6hPfvozGu1sjS83pCv22bml0PRZImqjt7ilXaGxk/s640/blogger-image-1788045032.jpg" /></a></div>Mine Yamanhttp://www.blogger.com/profile/08357608376540810508noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-28435733.post-33939821374619694422011-06-22T00:33:00.000-07:002011-06-22T00:35:03.257-07:00Assos...<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhX8cKHh1mwybQqPphO4oOeASvA03YJRKZq1rhM8P3StFHFAo98IpPR1IXTSaX-9NDHc4u_ymZU1IC942U-3q4_euMfsdF6mwsexQQhZjIXXCAjifjJTOKE0FQCBsK3fv_YPzbB/s1600/Assos.jpg"><img style="float:right; margin:0 0 10px 10px;cursor:pointer; cursor:hand;width: 320px; height: 212px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhX8cKHh1mwybQqPphO4oOeASvA03YJRKZq1rhM8P3StFHFAo98IpPR1IXTSaX-9NDHc4u_ymZU1IC942U-3q4_euMfsdF6mwsexQQhZjIXXCAjifjJTOKE0FQCBsK3fv_YPzbB/s320/Assos.jpg" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5620944351642559058" /></a><br />Ben daha önce gittim de hiç kalmadım Assos'da. Hep son dakika tatillerinde ayarlamaya çalışıp, hiç yer bulamadığım bir lokasyondu benim için. Bu kez arkadaşlarım giderken, ağlayarak baktım, ben de gelsem diye. Zeynep dayanamadı halime, e hadi dedi, tamam gel.. Topladım evde denize ve güneşe ait ne varsa. Gideceğimi duyan arkadaşımın telefonda dinlettiği Sıla'nın Kafa şarkısını da koydum cebime.. Söylemeden geçemeyeceğim şarkı şöyle başlıyor... <br /><br />Aşkıydı, işiydi, ihtirası, düşüydü,<br />Yere batsın faturası, malı, mülkü,<br />Bağlasalar durmam...<br /><br />Tam ruh durumuma uygun bu şarkıyla, attım kendimi Assos'a. İskelede bizden başka kimsenin olmaması, denizin, güneşin sadece bizim olması, benim Ege'ye hayran olmam, zeytinin, zeytinyağının, bahçe domatesinin, sakızlı dondurmanın gözümdeki yeri, güneşin batışı, rüzgarın tadı, uykunun hafifliği, sakinliğin keyfi ile iki koskoca gün geçirdik orada. <br />Otobüste gidip gelirken doğmasına şahit olduğumuz güneşi, Behramkale'de şarap eşliğinde batırdık...<br /><br />Buna ne kadar çok ihtiyacım varmış, sakinliği, huzuru ne çok istemişim, bir kez daha emin oldum.<br />Hayat elimizdekileri verirken, bazen bizi ne kadarda yoruyor, daha da iyi anladım.<br /><br />Şimdi döndüğüm yerde, daha keyifli ve mutluyum. <br /><br />"Suya girdim su oldum, taşa yattım taş oldum..." Evrim tarafından daha önce söylenmiş bu söz, bu ufak seyahatin mottosu oldu...Mine Yamanhttp://www.blogger.com/profile/08357608376540810508noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-28435733.post-24109299231717461172011-06-10T02:49:00.000-07:002011-06-10T02:56:09.745-07:00Ada'yı çeyrek geçe...İnsan bir şeyi çok isteyince oluyor, kesinlikle oluyor...<br />Konser duyuruları ilk çıktığında gözüme kestirdim bunu ben. Kimse eşlik etmese de gidicem diye düşündüm. Günlerce baktım biletlere ama tek başıma almaya elim hiç gitmedi nedense. Sonra birlikte gitmeye karar verdiğimiz bir arkadaşım dayısını kaybetti, konserden bir kaç gün önce.. Bu sefer onunla karar verdiğimiz için gitmekten vazgeçtim ben de, ama bir yanımda gitmeyi çok istiyordu. Öyle ya, öğrenmiştik artık, ölümün yaşamın hemen yanında olduğunu. Kendi kendime gidiyorum, gitmiyorum, evet, hayır ikilemelerimin arasında konser günü geldi ve ben artık gitmeyeceğim, kısmet gözüyle bakıyordum olaya. Taa ki, telefondaki ses, bu akşam harika bir konser var gitmeyi çok istiyorum diyene kadar.. Bir anda alınan karar, hazırlanan ben ve konser saatinde alınmış biletimle; harika bir akşamda, yıldızların altında dinlemeye başladım Ada Plak'tan çıkan şarkıları..<br />Öyle ya, ilk gençlik yıllarıma dayanan o harika melodiler, şarkılarla sevdiğim, güldüğüm, ağladığım bir çok anı yeniden karşımdaydı şimdi.. Hala bende, özel anların, özel şarkılarıydı onlar.. Yeni Türkü'nün Mamak Türküsü, Bulutsuzluk Özlemi'nden Sen Varsın Ya, Grup Gündoğarken'den Ankara'dan Abim Gelmiş, Zuhal Olcay'dan Pervane, Bülent Ortaçgil'den Eylül Akşamı.. Bunun yanında daha yeniler, Mor ve Ötesi, Replikas, Jehan Barbur.. Bu kez Ezginin Günlüğü olmadan Hüsnü Arkan.. Hepsi Harbiye'nin o sahnesinde sadece benim için söylüyorlardı sanki.. <br />Ne zaman, neye üzülsem, tekrar onların play'ine basıyorum ben. Sevindiğimde tekrar yükseltiyorum seslerini... <br />Harika bir akşamdı, orada olan herkes harikaydı.. <br />Tek eleştiri sponsor firmaya.. Yani konser devam ederken bile arka ve yan ekranlardaki logo o kadar rahatsız ediciydi ki... Reklamveren de bir yerde durmasını bilmeli, bu kadar rahatsız etmemeli bence izleyici..<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhUVEvkkHethc0M4hWoYyjxc_kDoVyo3p5wp1rgr5Zk5XUZF8sfqGJrDYLT5nlXdca01tlf4bOz-zZ72_08HG5TjuyC4hAzOT0Pe-36uQQlxPnWB_WGrK8_XlMLCbkeoKzivUOS/s1600/adayi_ceyrek_gece_011.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 320px; height: 176px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhUVEvkkHethc0M4hWoYyjxc_kDoVyo3p5wp1rgr5Zk5XUZF8sfqGJrDYLT5nlXdca01tlf4bOz-zZ72_08HG5TjuyC4hAzOT0Pe-36uQQlxPnWB_WGrK8_XlMLCbkeoKzivUOS/s320/adayi_ceyrek_gece_011.jpg" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5616526295940873410" /></a>Mine Yamanhttp://www.blogger.com/profile/08357608376540810508noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-28435733.post-69600829692912195472011-06-09T05:29:00.000-07:002011-06-09T05:35:59.970-07:00Gezdiğim ülkelerUzun zamandır yapmak istediğim şeylerden biriydi bu. Bir dünya haritası üzerinde gittiğim yerleri işaretlemek ve görmeyi istediklerime göz dikmek... Blogları gezerken bir yerde rastladım ve hemen oluşturdum. Ortaya aşağıdaki resim çıktı, çok keyifli değil mi?<br /><img src="http://www.world66.com/community/mymaps/worldmap/VACHGRDETRITUSCYUKES.gif"><br/><br /><a href="http://www.world66.com/community">create your own visited country map</a><br /> or <a href="http://www.world66.com">write about it on the open travel guide</a>Mine Yamanhttp://www.blogger.com/profile/08357608376540810508noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-28435733.post-88793767271973152972011-06-02T00:46:00.001-07:002011-06-02T00:51:26.016-07:00The Hangover Part IIİlk filminde çok güldüm, çok eğlendim ben.. İkinciye de aynı derecede gülme isteğiyle gidersiniz ya, bu filmin birinciden pek de bir farkı yoktu aslında. Yine güldüm, eğlendim. Kafam dağıldı..<br />Konu birincinin birebir aynısı, yani Hangover'ı beğendiyseniz, Part II'yi kaçırmayın derim!<br /><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEipMAqxd5eh3B4l41lw76EZf03yUqwGPObDs_Lu17KeHfk66mVew6m6ZiM40QkqtSVmJQm2NqL2c5Q1hVOxoXbch0mHdbhOqq2TXRDu0FDX3Wc21s0En2fvvRGlQ-EuBmxu1zy7/s1600/image001.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 222px; height: 320px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEipMAqxd5eh3B4l41lw76EZf03yUqwGPObDs_Lu17KeHfk66mVew6m6ZiM40QkqtSVmJQm2NqL2c5Q1hVOxoXbch0mHdbhOqq2TXRDu0FDX3Wc21s0En2fvvRGlQ-EuBmxu1zy7/s320/image001.jpg" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5613525937519058594" /></a>Mine Yamanhttp://www.blogger.com/profile/08357608376540810508noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-28435733.post-14628192038194806482011-05-11T07:25:00.000-07:002011-05-11T08:05:44.846-07:00Ben bugünlerde...O kadar yoğun aylar geçirdim ki, keyifli, yorgun, kızgın, mutlu bir sürü zamanlar yaşadım... Yaşadım ama bunları hiç paylaşamadım sizinle, ilk defa bu sayfa bu kadar yalnız kaldı, bensiz kaldı, sizsiz kaldı...<br />Blogu ilk açtığım zamanlarda Mayıs'a denk gelmiş, demekki o zamandan sakinmiş, bu günler, şimdi hızın hiç azalmadığı, zamanın hep koşuşturmacayı gösterdiği bu günlerde tekrar yazmak istiyorum. Gördüklerimi paylaşmak, dertleşmek, sevinçlerimi arttırmak, hayata keyif katmak istiyorum.<br /><br />Bu bir kaç aydır ne yaptın diyenler için biraz bahsedeyim;<br />Antalya, İzmir, Ankara, Adana, Bursa, İstanbul, Trabzon'da bayi toplantıları yaptım. Toplamda 2500 kişi olduk, ürünleri gördük, yedik, içtik, eğlendik... Tabiki en kalabalığı 925 kişi ile İstanbul'du, dedim ya, bazen öyle günler olurki, çok yorulursunuz ama değer, işte 29 Mart'ta benim için öyleydi, çok yoruldum ama değdi...<br />Şehirlerdeki arkadaşlarım kendilerini aramadım diye kızmasınlar bana olur mu, boş bir dakikam bile olamadı koşuşturma arasında, otellerden dışarı adımımı atamadım desem yeridir.<br /><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEijAGLtUFxdAyahdIEZgQS87RaYEqwRM8tPVgruBTMzWur2F7wGNLoYDGZljyZk_oUaLwYeDTQ9suZ98ZDBkprB9ep_8wsBcraoc7fFzYua4kaZCzKQjsanWFkGkcw4cUZL9I-q/s1600/Slide1.JPG"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 320px; height: 240px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEijAGLtUFxdAyahdIEZgQS87RaYEqwRM8tPVgruBTMzWur2F7wGNLoYDGZljyZk_oUaLwYeDTQ9suZ98ZDBkprB9ep_8wsBcraoc7fFzYua4kaZCzKQjsanWFkGkcw4cUZL9I-q/s320/Slide1.JPG" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5605473670772900930" /></a><br />Katalogumuzu yaptık, yeni pazarlama stratejileri, marka konumlandırmaları, yeni kararlar, insanlar.. İşte sosyalleşme, blogdan ağır geldi bu günlerde. Gittiğim bazı yerlerde blogu söyleyenler yine utandırdılar beni ama bir kez daha gurur duydum, vazgeçmeden yazdığım bu satırlardan...<br />Şimdi tekrar bu süredeki izlediğim filmler ve size anlatacağım harika oyunlardan, kitaplardan bahsedeceğim ama bu kadar uzun zaman sonra, bir giriş yazısına ihtiyacımız vardı ya, işte bu, o yazı olsun...Mine Yamanhttp://www.blogger.com/profile/08357608376540810508noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-28435733.post-63085256694898291932011-01-31T05:38:00.000-08:002011-01-31T05:41:30.578-08:00CAMYoğun çalışıyorum yine bu aralar. Yılın bu dönemlerinde hep olduğu gibi. Firma sezona hazırlanıyor, bazen yoruluyorum, bazen düşüp kalkıyorum ama çoğu zaman gurur duyuyorum yaptığım işlerden...<br />Tüm bu yoğunluğun arasında kendimce molalar alabilirsem , o zaman daha da bağlanıyorum hayata. İşte işlerin arasında izlediğim, beni kadın – erkek ilişkileri üzerinde düşündüren, 2 saatliğine de olsa bulunduğum yerden uzaklaşıp, kendimi sahneye konmama yardım eden, güzel bir oyun tavsiye edeceğim sizlere. CAM<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgHtAPzVwwFIH5ZNFfw6SWYWrJMx019HXrndMhVoqBxJaJSqtynDKVWW2pxi67LIk_U79aU6KinLss39im8fUxcNT-W0ppoWNaV_PPH2X6lxeTI5Ezd6wUiiMLxvNRL-CLcJ3u_/s1600/430576341426.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 200px; height: 201px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgHtAPzVwwFIH5ZNFfw6SWYWrJMx019HXrndMhVoqBxJaJSqtynDKVWW2pxi67LIk_U79aU6KinLss39im8fUxcNT-W0ppoWNaV_PPH2X6lxeTI5Ezd6wUiiMLxvNRL-CLcJ3u_/s320/430576341426.jpg" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5568344183079524546" /></a><br />Dolunay Soysert – Mete Horozoğlu – Deniz Çakır – Bülent Alkış ve Selen Uçer’in oynadığı, Levent Kazak’ın yazdığı, Laçın Ceylan’ın yönettiği, gidip gelmelerin yüksek sesle yaşandığı oyunun tadını çıkarmanız dileğiyle..<br />Oyunun iki farklı finali var, benden söylemesi...<br />Bu arada oyunu izlediğimiz Kadıköy Halk Eğitim'in gişesinde bilet satan bir amca var ki, Biletix nasıl icat edilmiş, anlamama yardımcı oldu kendisi ;)Mine Yamanhttp://www.blogger.com/profile/08357608376540810508noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-28435733.post-5087176696324932442010-12-30T02:27:00.000-08:002010-12-30T02:36:22.084-08:00Gelsin, 2011 bildiği gibi gelsin...Bir arabanın içindeyim.. Yağmurlu hava, silecekler biriken damlacıkları indirirken, Cdden Şebnem Ferah'ın sesi yükseliyor, o da Sil Baştan diyor.. Tıpkı silecekler gibi...<br />Düşünüyorum, nerdeyim. Hayatımın tam olarak neresinde? Ne yaptım? Bu zamana kadar değil belki ama yakın zamanda? Ve yılı kapatmadan önce ruhumun hangi hanesi daha dolu.. <br /><br />Bakıyorum. Büyüdüğümü hissediyorum sonra. Duruşum, bakışım, düşüncelerim, istediklerim.. Hepsi ne kadar da büyüdü...<br />Beklentilerim azaldı hayattan, kendimden... Beklenti yaparak, içim içimi yiyerek yaşamıyorum artık, hayatın içinde, kendimi zamana bırakarak, tadını çıkararak yaşıyorum.<br /><br /><a href="http://mineyaman.blogspot.com/2010/06/alara-bizim-minik-su-perimiz.html">Alara</a> geldi bu yıl hayatımıza, benim Gözdeciğimin biricik kızı.. İlk geldiği günden itibaren, beni değiştireceği kesindi, o mu büyüttü acaba? Ya da Defne'nin halası oldum, Ege için hala olma hazırlıkları yapıyorum, onlar mı büyütüyorlar şimdiden beni. <br /><br />Yoga'ya başladım bu yıl, meditasyona sonra, kişisel özelliklerimin daha fazla farkına vardım, daha fazla hümanist oldum ve hayata sarıldım. <br /><br />Çok sevilmenin ne demek olduğunu öğrendim. <br /><br />Mantığın bir işe yaramadığını, kalbin hep en doğru yönü gösterdiğini bir kez daha kabul ettim.<br /><br />Kendim için anları yazdığım bir defterim vardı, son günlerini dolduruyorum bu günlerde. Her güne dair bir kelime, ruhumun geneline baskın olan bir duygu ve o günü hatırlatacak bir cümle yazıyorum. Önemli hatırladığım günleri şimdi gülümseyerek okuyorum. Yenisini doldurmak için de heyecanla bekliyorum. Kendime mektuplar yazıyorum yine, bir gün gerekli olur diye...<br /><br /><a href="http://mineyaman.blogspot.com/2006/12/2007.html">Daha önce de dediğim gibi</a>, bu yıldan çok farklı olmayacak gelecek yıllarda.. Kendini dinle, ta içini, kalbini.. O en büyük yol göstericin olacak hayatının her alanında sana!<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg92VcR9ICo9sN2QqI07CbLdcrYG0NogLu_nt7wmiSCR0bm0mKIWmJldRN_2EHOYpJZ59LFpFL4mZNvtqGTue66QOG-7852jlm0hB5tCJjdYhdVy_9k6fwGrc13Gr0quDQ4XSrx/s1600/800px-Indian_pigments.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 320px; height: 240px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg92VcR9ICo9sN2QqI07CbLdcrYG0NogLu_nt7wmiSCR0bm0mKIWmJldRN_2EHOYpJZ59LFpFL4mZNvtqGTue66QOG-7852jlm0hB5tCJjdYhdVy_9k6fwGrc13Gr0quDQ4XSrx/s320/800px-Indian_pigments.jpg" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5556420209603365618" /></a>Mine Yamanhttp://www.blogger.com/profile/08357608376540810508noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-28435733.post-27677454346101715632010-12-10T00:49:00.000-08:002010-12-10T01:01:26.134-08:0020li yaşların sonu...<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh8ukROhzVA0XUuUuO-swdCHtpVSGbboev5_L50hj6C2anKm1UCTBvVJS2QHB23XZp0mZStWMAhQ45oQRRcOGxZrxb2nb_rP3q2zSsuiAkQjNTNyWpJJh3bSrTNgr4FFKD__6jJ/s1600/102_0538.JPG"><img style="float:left; margin:0 10px 10px 0;cursor:pointer; cursor:hand;width: 320px; height: 240px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh8ukROhzVA0XUuUuO-swdCHtpVSGbboev5_L50hj6C2anKm1UCTBvVJS2QHB23XZp0mZStWMAhQ45oQRRcOGxZrxb2nb_rP3q2zSsuiAkQjNTNyWpJJh3bSrTNgr4FFKD__6jJ/s320/102_0538.JPG" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5548975461176968674" /></a><br />Ben düşünmeden daha, hazır mıyım anlamadan, bilmeden, bir anda, 20 li yaşların son senesine başlıyorum <a href="http://mineyaman.blogspot.com/2009/12/bugun-dogum-gunum.html">bugün</a>.. Başlarda büyük gelen bu yıllar, şimdi ne de küçük geliyor. <br />30 yaş diye bir sendrom var kadınlar da, iyi ya da kötü mutlaka bir değişiklik yaşıyorlar, bunun farkındayım ve bu değişime kendimi hazırlıyorum. Gelecek yıl yapılması gerekenleri yazacağım. Şimdilik sadece bakıyor ve tadını çıkartıyorum!Mine Yamanhttp://www.blogger.com/profile/08357608376540810508noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-28435733.post-74723229981363677672010-12-03T04:56:00.000-08:002010-12-03T04:58:30.223-08:00Prensesin UykusuCumartesi akşamı evdeyken bir anda sinemada film izleme isteğimle, yerimden kalkıp, yarım saat sonraki seansa yetişmem bir oldu. Ne de olsa cumartesi akşamı evde geçirmek için çok uygun değildi.. Bu blogda daha önce sinema yazılarına denk gelenler benim Çağan Irmak'a ne kadar hayran olduğumu bilirler zaten. İlk tek başıma sinema deneyimimde eğer bildiğim bir yönetmenin karelerini izlersem kendimi birbaşına hissetmem diye düşünerek, keyifle aldım biletimi, kuruldum koltuğuma. Ki bu filmin galasını kaçırmıştım. Kader değiştirilebilir mi? Sorusu ile biz fikri mühimcilere özel hem bir anket yapmışlar, hem de devamında özel gösterime davet etmişlerdi ama ben bu tempoda ona yetişememiştim... İzlemek Cumartesi akşamınaymış..<br />Pekiii neden sinemaya tek başına gelenlere bir değişik bakarız? Haydi bu konuya şimdi girmeyeyim, o da başka bir yazının konusu olsun.<br /><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhthmCRXr1HU_iuRCEnQ423U5s39NTwIhSODuFO2KwEUO2mjxnkA3H9Mt5h4Vn3MOmALbeMguD1liSvYgfMpi_fxQ8kQcx4yYsuw-sTk8AiRKPqj_8ph9Jza55BW_6HIjManbsv/s1600/afis.jpg"><img style="float:right; margin:0 0 10px 10px;cursor:pointer; cursor:hand;width: 224px; height: 320px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhthmCRXr1HU_iuRCEnQ423U5s39NTwIhSODuFO2KwEUO2mjxnkA3H9Mt5h4Vn3MOmALbeMguD1liSvYgfMpi_fxQ8kQcx4yYsuw-sTk8AiRKPqj_8ph9Jza55BW_6HIjManbsv/s320/afis.jpg" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5546439373344777794" /></a><br />Film, bir harikaydı. Çağan Irmak, o kadar bizden, o kadar tanıdık kareler yansıtıyorki ekrana, ister istemez beyaz camın içinde buluyorum kendimi. Başarısının en büyük sebeplerinden biri bu bence. Filmde benim daha önce denk gelmediğim bir oyuncu olan Çağlar Çorumlu vardı ki, harika oynamış bence. Aziz'in arkadaşım olmasını istedim, o kadar söyleyeyim. Sevinç Erbulak da çok iyiydi.<br />Ayşenil Şamlıoğlu zaten çok uzun yıllardır hayranı olduğum bir isim. Bu arada diksiyon eğitmenim Işıl Yücesoy'u derslerden sonra beyaz ekranda görmek, beni ayrıca etkiledi. Filmin konusu da aynı masal gibiydi. Eğer iki saatliğine de olsa içinde bulunduğunuz andan uzaklaşmak isterseniz, filmi mutlaka sinemada izleyin derim. <br />Benim bunca zamandır kaçırdığım Redd'i sadece bir kaç şarkısıyla biliyor olmak olmuş sanırım. Filme adını veren Prensesin Uykusu şarkılarını pek beğendim.<br /><br />"Bazen öncesi yoktur, varsa da hatırlanmaz..."<br />"Uyandırmak için bir masal anlatıyorum sana, dünyadaki bütün masalların aksine, bu uyanınca okunacak bir masal. Bizim masalımız, dünyadaki tüm masalların tersine..."Mine Yamanhttp://www.blogger.com/profile/08357608376540810508noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-28435733.post-6772721262690443692010-11-23T00:09:00.000-08:002010-11-23T00:37:15.872-08:00İngiltere'de bir Sonbahar molası.Yılın en başından Amerika hayalleri kuruyorduk bu tatil için, hem uzundu, hem vizeler hazırdı, hem Elif'ler ordaydı.. Havayolları firmaları istediğimiz rakamlara gelmeyince bilette, Amerika işinden vazgeçip, Avrupa'da seçmelere başladım. Kısa bir süre önce, yine kısa bir süreliğine Orta Avrupa -Viyana, Prag, Budapeşte- hayalleri kurdum, öyle olacağını, oralara gideceğimi sandım, çünkü çok romantikti. Sonra yine şartlar değişti, bu sefer dedim peki Müge, yanına geliyorum. THY'dan millerle biletimi, anneciğimi de yanıma alıp Manchester'a gittik öncesinde. Bu kadar geç karar verip, geç planlar yapınca otelleri de www.laterooms.com'dan ayarlayabildim anca. Uygun fiyatlı süper oteller buldum. Müge, Leeds'ten geldi ve hep birlikte 2 günü şehir merkezine uzak ama tam bir İngiltere semtine yakışan otelimizde geçirdik. Oradan Liverpool'a geçtik. Beatles müzesini gezdik.<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiGSPNHPSz0_eCTycFvGZ02S6kbDxVYjKn5GqNsO3qvN9MlhOfbfUMx0wMkuTCal-xH6WTNnd8HfkKEWrfe8F9HCWt1ihYui_j9Q_G4sXPtF0pyDjpY-gqN64E_TOoWKLdPOUei/s1600/IMG_0368.JPG"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 320px; height: 240px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiGSPNHPSz0_eCTycFvGZ02S6kbDxVYjKn5GqNsO3qvN9MlhOfbfUMx0wMkuTCal-xH6WTNnd8HfkKEWrfe8F9HCWt1ihYui_j9Q_G4sXPtF0pyDjpY-gqN64E_TOoWKLdPOUei/s320/IMG_0368.JPG" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5542655696656892802" /></a> Albert Dock Hall'da bulunan bu müze gerçekten görülmeye değer. Beatles'a ve şarkılarına bir kez daha hayran kaldım. Cavern Walks adı verilen alışveriş sokaklarına bayıldım. Gerçi saat 5'te tüm mağazalarının kapanmış olması beni biraz hayal kırıklığına uğrattı.Bir de bunlar Beşiktaş'a çok gol atmışlardı da hani efsane olmuştu ya, o yüzden çok fena küstüm sokaklarda gezerken kendilerine. Manchester'da da, Liverpool'da da bulunan bir Wheel varki, tüm şehri yukarıdan görme imkanı sağlayan küçük London Eye'lar bunlar.<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi3aXjbIR9aWo-w7wpE6QoxPzJGL1-aMvEu6ddaFxfUAk-gDgiPu2lS820Dj2IQKpd8FHRFmyNaepX2qu20V8T4x3A9oFoylPg1R_dc-RQi5a4QTA81LgV8MCjyJAOrjUyyrYtZ/s1600/Picture1.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 320px; height: 240px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi3aXjbIR9aWo-w7wpE6QoxPzJGL1-aMvEu6ddaFxfUAk-gDgiPu2lS820Dj2IQKpd8FHRFmyNaepX2qu20V8T4x3A9oFoylPg1R_dc-RQi5a4QTA81LgV8MCjyJAOrjUyyrYtZ/s320/Picture1.jpg" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5542655028318001234" /></a><br />Sonra Müge okula döndü, biz de Londra'ya gittik. Bence Londra tipik Avrupa kentlerinin karadan kopmuş hali. Elinde harita, sokak gezmeye bayılan benim için hazır bekleyen bir çok sokağı vardı tabi, bende hiçbirini küstürmemek için hepsini gezdim. Buckingam Palace, Big Ben'in bulunduğu Westminister Binası, London Eye, Tower of London, London Bridge görülmesi gereken yapılar. Oxford Street, Piccadilly Circus, Trafalgar Square, Regent Street, gezilmesi gereken, öğleden sonra çayının içilmesi ve mağazalarına bakılması gereken sokaklar. Hyde Park, St.James Park, Kensington Garden dolaşılması ve özellikle de güzel havalarda dinlenilmesi gereken parklar. Şansımıza biz gezerken yağmur yağmadı, hatta bir tam gün hiç yağmadı Londra'da. Eh pozitif düşüncemin zaten yanımda olduğunu söylememe gerek yok sanırım... Sonraa Madame Tussauds ve British Museum'a gitmeden dönmeyin derim Londra için. <a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj7waOUrtC8fk07nfWfc8iHJ81M4JW5u2wOXD4SDBqg4muAMjCgL-ZxSK0G2fG6AkfiKK9G1Ydk4s0EkkrMS_Mm_eWxJrdHJhTmmJVyvCCQ3AQFvuDwqCASamCJ3tHrZRSmpuOs/s1600/Picture2.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 320px; height: 238px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj7waOUrtC8fk07nfWfc8iHJ81M4JW5u2wOXD4SDBqg4muAMjCgL-ZxSK0G2fG6AkfiKK9G1Ydk4s0EkkrMS_Mm_eWxJrdHJhTmmJVyvCCQ3AQFvuDwqCASamCJ3tHrZRSmpuOs/s320/Picture2.jpg" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5542655175602050242" /></a><br />Mutlaka metroya binin ama sabah 8 - akşam 6 gibi iş trafiğinin olduğu saatlere dikkat edin. Kırmızı otobüsleri, siyah taksileri, kırmızı posta kutuları Londra denince ilk akla gelen simgeler zaten. Yaklaşan yılbaşı için süslenmiş mağazalar, tabiki ışık hayranı benim başımı döndürdü.. Otobüslerine binin, şoförlerle konuşun, herkes çok sıcak ve ilgili, bu seyahat benim İngilizlere bakış açımı değiştirdi. Saat 5 - 6 gibi kapanan dükkanlardan sonra, hemen publara geçip, orada biralarını içip, eğlenceye devam ediyor bu British insanları. Gitmişken Guinness ve Cider biralarını deneyin. Gerçi ben yine Miller, Efes ve Carslberg'i tercih ederim...<br /><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj_3btSzvqb_4F3cK_ju4x3qMhorshZF6hQDAKy-iia9ymuO9qIvDtgUj9byQoPI4ZEDNjyHTJ1RhPk_n0mvuUODbzECTUEu9W5TlsXF4PJsMoFNvlIizEBmS5CrOgb5P9slABi/s1600/Picture3.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 320px; height: 240px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj_3btSzvqb_4F3cK_ju4x3qMhorshZF6hQDAKy-iia9ymuO9qIvDtgUj9byQoPI4ZEDNjyHTJ1RhPk_n0mvuUODbzECTUEu9W5TlsXF4PJsMoFNvlIizEBmS5CrOgb5P9slABi/s320/Picture3.jpg" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5542655425325699586" /></a><br />Çok ucuza şehirler arası seyahat edebileceğiniz otobüs firmaları var İngiltere'de. Bunlardan biri www.nationalexpress.com, diğeri www.megabus.com. Buralardan bilet alıp, çok yakın olan diğer şehirlerde dilediğinizce dolaşabilirsiniz. Biz bu firmadan aldığımız biletlerle Londra'dan Leeds'e geçtik. Müge'nin kaldığı yerleri de keşfedelim dedik. Leeds, küçük ama bir o kadarda sevimli bir şehir bence, üniversiteden yürüyerek şehir merkezine ulaşabiliyorsunuz ama belediye de hiçbir masraftan kaçınmayıp, şehrin içerisinde dolaşan bir ücretsiz otobüs de koymuş. İsterseniz onunla da yorulmadan ulaşımınızı sağlayabilirsiniz. Univercity of Leeds'in kampüsünde gezerken, kendi öğrenciliğimin üzerinden ne kadarda çok zaman geçtiğini düşündüm. Zaman ne kadar hızlı akıyor.. Parkinson Steps de elbetteki fotoğraf çektirdim. Ve okula bağlı yurtlardan birinde Müge'nin odasında kaçak kaldık.. Gece ODTÜ'den birlikte gittikleri Ceren ve Erman ile oradaki arkadaşları Lia'nın da bize katılmasıyla Türk yemeklerinin şahaneliğinden, ülkedeki esneklikten ve özlemlerinden bahsettik. Sabah Leeds'ten trenle Manchester'a dönüp, tekrar Türk havasahasından Yeşilköy'e indik. <br /><br />Annemin Avrupayla ilk tanışması olduğundan o herşeyi Türkiye ile karşılaştırmayı seçerken ben rahat rahat sokak gezmenin tadını çıkartıyordum. Hep söylediğim İngiltere'de futbol maçı izlemeden dönülmezi malesefki gerçekleştiremedim. Benim gittiğim şehirlerde, benim orada olduğum günlerde hiçbir maç programı yoktu. Sanıyorum, bu ülkeler benim seveceğim aktiviteleri ilk gidişte sunmuyorlar ki bana, sonra tekrar gitmek isteyeyim.<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi_UaN6ksOo3Xo48b0yYYZUEhS2p9PlSM_r8EDrJujfHADcAM8xIrtpYVO2me_ax-BZtTOQV7fCGFrbCxWNq-PPAmcXS-udcpJwtjS89hEKn9K3tIGo99xtMgLfhKQKophqx2RN/s1600/IMG_0528.JPG"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 320px; height: 240px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi_UaN6ksOo3Xo48b0yYYZUEhS2p9PlSM_r8EDrJujfHADcAM8xIrtpYVO2me_ax-BZtTOQV7fCGFrbCxWNq-PPAmcXS-udcpJwtjS89hEKn9K3tIGo99xtMgLfhKQKophqx2RN/s320/IMG_0528.JPG" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5542657345616134866" /></a>Mine Yamanhttp://www.blogger.com/profile/08357608376540810508noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-28435733.post-2655303477558104182010-11-03T02:19:00.000-07:002010-11-03T02:27:28.612-07:00Bu hakemler ile bu lig bitmez. :)Bu hafta Beşiktaş - Sivasspor maçını Kapalı tribünde Çarşı'nın içinde izledim. Şimdiye kadar herkes soyledi, herkes yazdı ama bir de benden duyun ki bu<br />Çarşı bambaşka bir ortam.<br />Gecmis yıllarda karsıdan izlemeye karar verdiğim ve izlerken kendimi<br />kaybettiğim büyük taraftar grubu; özverisi, desteği ve keyfi ile<br />vazgeçilemez.<br />Besiktaş da ilginç bir takım zaten. Son saniyelere kadar futbolun 90 dakika<br />olduğunu hatırlatan ve asla maça rahat bakmanıza izin vermeyen. O yüzden<br />mi seviyoruz nedir, anlamadim ki..<br />Bunun ne yönetimle, ne oynayan futbolcularla, ne de hakemlerle ilgisi var.<br />Ben bildim bileli hep böyleydi, değişime de direnen bir takım olduğundan<br />böyle de sürecek.<br />Şimdi stadımız yenilenecek gelecek sene, belki bu değiştirir bizi. Ama<br />değişmeyecek tek sey var ki - diğer takımların sahalarında ve taraftar<br />grupları arasında maç izlemiş biri olarak söylüyorum - o da şu;<br />CARSI en büyük, en organize, en keyifli taraftar grubu!<br /><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhg70qWloRtQefyH-S8d2gHsBVpQImRuwevvSx8J6QfoTeWSapL3KRGndlvvaaVUShyphenhyphenquhHNp0in8zoHRxGDEKuK2jrEBd8czQj_qj0VVs1g7NyOE2PJ6-JJbCeJwab03Z4nW5x/s1600/carsi_logo01.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 315px; height: 234px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhg70qWloRtQefyH-S8d2gHsBVpQImRuwevvSx8J6QfoTeWSapL3KRGndlvvaaVUShyphenhyphenquhHNp0in8zoHRxGDEKuK2jrEBd8czQj_qj0VVs1g7NyOE2PJ6-JJbCeJwab03Z4nW5x/s320/carsi_logo01.jpg" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5535250878691465522" /></a><br />Aa bu arada maçı 2-1 aldık. Onu da belirtmeden geçmeyeyim.Mine Yamanhttp://www.blogger.com/profile/08357608376540810508noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-28435733.post-6853796677237835392010-10-20T23:45:00.001-07:002010-10-20T23:46:43.055-07:00The Social Network / Sosyal Ağ<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgAZIY592qr1aRFPGmmetl9CjWys-JXYrK9QlyI9-MyrxxLQ1PXx-qaOg_Njgo5Glmo4z55kIe3uspmfa4vskzzjnLpAzo3Sk6KE8HjYiBXM4X9opT8mFaJYdBwoMWU3EMkLygZ/s1600/image001.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 222px; height: 320px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgAZIY592qr1aRFPGmmetl9CjWys-JXYrK9QlyI9-MyrxxLQ1PXx-qaOg_Njgo5Glmo4z55kIe3uspmfa4vskzzjnLpAzo3Sk6KE8HjYiBXM4X9opT8mFaJYdBwoMWU3EMkLygZ/s320/image001.jpg" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5530386986918049522" /></a><br />Dün akşam Warner Bros'un davetlisi olarak bu hafta vizyona girecek olan Social Network filmini, İstinye Park'ta izledik. Basın gösteriminin bir kaç gün önce yapıldığı ve olumlu yorumların olduğu filmi, ben de sanal alemden tandığım arkadaşlarımla izledim. Genel olarak iyi. Ben beğendim. Film, efsane olan Mark Zuckerberg'in kız arkadaşından ayrıldıktan sonra hem blogunda ona saydırırken hem de Harvard'daki tüm kızların portreleriyle kurduğu siteden, 25 milyon dolarlık sermayeli Facebook'a uzanışının öyküsünü anlatıyor. Mark Zuckerberg'in o cool ve şaşkın haline bayıldım. Gerçi biraz fazla melek gösterilmiş ama... Ayrıca Napster'in kurucularından olan ve Justin Timberlake'nin canlandırdığı Sean Parker'ın Facebook'un gelişimine katkısı büyük. Özellikle internet üzerinden iş yapmak isteyenlerin filmi izlemelerini tavsiye ediyorum.<br />Son olarak, internet girişimcisi arkadaşlarıma artık daha yakın duracağım, tavsiye ediyorum, sizin de böyle arkadaşlarınız varsa, kendilerine yapışın...Mine Yamanhttp://www.blogger.com/profile/08357608376540810508noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-28435733.post-32726358827140006162010-10-01T00:52:00.000-07:002010-10-01T01:04:17.101-07:00Sonbahara döndü yüzüm...Yılın son baharı olsa da, ben de hep yeni kararların, yeni başlangıçların dönümü olur bu günler.. Her karanlıkta aldığım yüzlerce karar, her başlangıçta benim de iç benliğimin yenilenmeye çalışması, vazgeçmemek, her an yeniden oyuna dönmek... Tüm bunlar bu aylarda yeniden hareketleniyor bende. Medyanın yeni yayın dönemi gibi, okulların tekrar açılması, kuşların sıcaklara göç etmesi gibi, ben de bu mevsimde yeniden başlıyorum hayatıma.<br /><br />Derin bir nefes alıyorum diyaframdan, tutuyorum galiba aylar boyunca, sonra yüzüme gülümseme olarak yansıyor verişi ve şükrediyorum yaşadığıma..<br /><br />Yoga, iç benlik, meditasyon ile daha ilgiliyim bu aralar. Bir sürü şey okuyorum, bir çok insanla tanıştım, bir çok adımlar attım kendimi geliştirme adına. Hep derim ya, hayat kendini bulma yolunda bir oyun diye. Oyunumun kurallarını baştan yazıyorum işte. Yine çelişiyorum aynı cümle içinde, yine bitirmeden cümlemi vazgeçiyorum elbette. Olduğu gibi kabul etmeden önce elimden geleni yapıyorum elbette, sonra dinliyorum, öncelikle kendimi, sonra herşeyi, herkesi. Çünkü biliyorum, asıl sevgi içimde, içimizde. :)<br /><br />İç huzurun ve mutluluğu bulmanın kolay olmadığını ama bulduğunda da hiçbir bağa, köke ihtiyacı olmadan bırakılmadığını biliyorum artık. Kendimle nasıl konuşmam gerektiğini, içimdeki benin neler istediğini biliyorum. İstediğim şeyleri çekiyorum, alıyorum hayatıma, istemediklerimi çıkartabiliyorum usulca. Enerjimi tekrar yükseltebiliyor, bununla güçlü kararlar alabiliyor, gözlerimin içi parlarken yaşadığım an'a şükredebiliyorum.<br /><br />Anladığınız üzere, basitleşmeye, netleşmeye ve kendimi daha çok sevmeye çalışıyorum bu günlerde... İnanmayacaksınız ama başarıyorum da ;) <br />Tadını çıkartıyorum, her anın, her anının, her şeyin..<br /><br />Ben çok mutlu, huzurluyum son günlerde...<br /><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi8nno1yOKV-N0uwQnCvSaHqIipsmGsFiLeBh7UQ80OAzffpzJVrPyBUY_kRJGK8r3FrFlLj7POHCHoBU_Ysi0gJNT10wsOZm87fXT9fSs-z8hXWSFy1cxkzW8UpNAEP701sWzB/s1600/CIMG9184.JPG"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 320px; height: 240px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi8nno1yOKV-N0uwQnCvSaHqIipsmGsFiLeBh7UQ80OAzffpzJVrPyBUY_kRJGK8r3FrFlLj7POHCHoBU_Ysi0gJNT10wsOZm87fXT9fSs-z8hXWSFy1cxkzW8UpNAEP701sWzB/s320/CIMG9184.JPG" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5522982903972715138" /></a>Mine Yamanhttp://www.blogger.com/profile/08357608376540810508noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-28435733.post-69985601603397020172010-09-06T01:52:00.001-07:002010-09-06T02:14:15.909-07:00Zürih / İsviçre<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhM1xMIxMb5CwaGIF1DU8bEJBA_ukDq6VURNj7MotM0UNKDgpE0ivVkpYIyukUQb4vYPx2XclZE89f5LhS6UP48TytX-g4AQJetMp-svyIHKEMplYYR3-nhUmDnJZNQ1qjOYGRU/s1600/P1020132.JPG"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 320px; height: 214px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhM1xMIxMb5CwaGIF1DU8bEJBA_ukDq6VURNj7MotM0UNKDgpE0ivVkpYIyukUQb4vYPx2XclZE89f5LhS6UP48TytX-g4AQJetMp-svyIHKEMplYYR3-nhUmDnJZNQ1qjOYGRU/s320/P1020132.JPG" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5513724052082387538" /></a>Başka bir organizasyona gönderdiğim gruba bir günde olsa eşlik edebilmek amacıyla bir günlüğüne Zürih'teydim geçen hafta.<br />Kısa seyahatleri seviyorum aslında ama uzun zamandır tek başıma yurt dışına çıkmadığımdan bu kez bir garip oldum sanki, kendimi yalnız hissettim.<br />Oysa Türkiye'nin bir çok şehrinde, bir çok dar sokakta kaybolma deneyimlerim kitap olacak çoğunluğa geldi. Elimde sadece bir harita, burası kesin şu sokağa çıkıyordur diyerek salınmanın tadı bambaşka...<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjibNWEUYGDCiWbw5sNAaD8spuCX-Y96kdk0bEiBQUoFgZwBFtfkml68dF5GoUlkmYIropuvGV56gFX1rf7juVodTg6cUQPQes2ETidNQw5sVJG9R3E10a-EVFXdiTrglv8gs7z/s1600/P1020145.JPG"><img style="float:right; margin:0 0 10px 10px;cursor:pointer; cursor:hand;width: 320px; height: 214px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjibNWEUYGDCiWbw5sNAaD8spuCX-Y96kdk0bEiBQUoFgZwBFtfkml68dF5GoUlkmYIropuvGV56gFX1rf7juVodTg6cUQPQes2ETidNQw5sVJG9R3E10a-EVFXdiTrglv8gs7z/s320/P1020145.JPG" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5513725337889750130" /></a><br />Zürih için zaten bir günden daha fazla zaman harcamaya da gerek yokmuş aslında. Herşeyden önce sıkıcı bir düzeni, bir sakinliği var şehrin. Avrupa'daki şehirlerin bir kısmında olan bu gri renkten ben pek hoşlanmıyorum. O yüzden Newyork'u tahminimden daha çok beğendim heralde<br />Peki Zürih'te neler yaptım?<br />Elbette bütün markaların mağazalarının olduğu Bahnhofstrasse'de dolaştım. Mağazalara girdim, çıktım, dolaştım...<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjQOoimx9USt3ttAJExTeEYIOE4Z54lJcndD0oDhvv01J6KafA0Caf-cRDCieNOKjbmdj_rYCFw_-YF6nkHQlBW6EqAMdDBJpmGmu6Vk7HEdj9-4C-UtnsTTVvcfYXSrLio-H_U/s1600/P1020026.JPG"><img style="float:left; margin:0 10px 10px 0;cursor:pointer; cursor:hand;width: 214px; height: 320px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjQOoimx9USt3ttAJExTeEYIOE4Z54lJcndD0oDhvv01J6KafA0Caf-cRDCieNOKjbmdj_rYCFw_-YF6nkHQlBW6EqAMdDBJpmGmu6Vk7HEdj9-4C-UtnsTTVvcfYXSrLio-H_U/s320/P1020026.JPG" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5513723610564928290" /></a><br />Grossmünster'in 200 küsür basamaklı tepesine tırmandım, Zürih'i oradan seyrettim.<br />Landesmuseum'da Zürih tarihini inceledim, Victorinox ve Swiss knife'ın tarihçesine baktım<br />Brasserie Lipp'te midyenin pişmiş halinden yedim. <br />Zürich gölüne baktım, hayallere daldım..<br />Eski şehirin sokaklarında yürüdüm, yoruldum, oturdum, kalktım, tekrar dolaştım..<br />Oerlikon Swissotel'de kaldım.<br />Mövenpick dondurmasından yedim.. Bitter Lemon'a bayıldım, Vanilya'lı dondurmaya alternatif geldi.<br />Tabiki tren sistemleri mükemmel, boşuna bu konuda dünyada ün yapmamışlar, çok konforlu ve hızlı, insan görünce keşke bizde de olsa demeden geçemiyor.<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgNYizBztPvd5cVQIm101mVaqX2FVNsLMQhwxdooR7-gqzyP9hvYrU0vtK-O9qt1U6d8EQjpYca2udzF-wLxlWmEwYqEaDLf1WQqLK7NvZqHfz74BY-94tR0zqu0vxGOrwRjYAk/s1600/P1020181.JPG"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 320px; height: 214px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgNYizBztPvd5cVQIm101mVaqX2FVNsLMQhwxdooR7-gqzyP9hvYrU0vtK-O9qt1U6d8EQjpYca2udzF-wLxlWmEwYqEaDLf1WQqLK7NvZqHfz74BY-94tR0zqu0vxGOrwRjYAk/s320/P1020181.JPG" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5513725709005875362" /></a>Mine Yamanhttp://www.blogger.com/profile/08357608376540810508noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-28435733.post-48716013414264664432010-08-22T23:43:00.000-07:002010-08-22T23:44:46.516-07:00Başka Dilde Aşk...<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgDSzp7skVpBDCFo-CbUgs2QLfWocjbfQLiirzDMemlaz2mc8zaTYlA-o63b4Gx8sFfksZ43zsi6pqJFGEi8r78-vi5KtnRoi_dtT7aV96UO5bs8dn8B1Af-O28N3QZw1uhiUqB/s1600/baska-dilde-ask-70.jpg"><img style="float:left; margin:0 10px 10px 0;cursor:pointer; cursor:hand;width: 222px; height: 320px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgDSzp7skVpBDCFo-CbUgs2QLfWocjbfQLiirzDMemlaz2mc8zaTYlA-o63b4Gx8sFfksZ43zsi6pqJFGEi8r78-vi5KtnRoi_dtT7aV96UO5bs8dn8B1Af-O28N3QZw1uhiUqB/s320/baska-dilde-ask-70.jpg" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5508492401676509570" /></a>Yayınlanalı çok uzun zaman oldu, herkes seyretmiş de ben bir türlü vakit bulamamışım, dün Zeynep'te görünce hadi bunu izleyelim dedik...<br />İyiki de izlemişiz... İyiki bunu seçmişiz..<br />Film işitme engelli bir gencin, çağrı merkezinde çalışan kıza aşık olmasıyla yaşadıklarını anlatıyor. Mert Fırat ve Saadet Işıl Aksoy, çok güzel bir oyunculuk sergilemişler. Aşkı sonuna dek iliklerde hissettiren bir film. Bende etkileri devam ediyor. Eğer henüz izlememiş olanlar varsa, tavsiye ediyorum, ilk fırsatta izlesinler...<br /><br />'Hiç konuşmadan anlaşabilir miyiz acaba?'Mine Yamanhttp://www.blogger.com/profile/08357608376540810508noreply@blogger.com3tag:blogger.com,1999:blog-28435733.post-24517947934546198132010-08-19T05:43:00.001-07:002010-08-19T05:45:48.516-07:002010 YaZ!Henüz bitmedi ama,<br />İşte benim için Yaz...<br /><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjZyzJ_je7GuwbiIDbwdqS-3woesDepvdL36gslR53FNYfcK_tKQLRZHUz5PiJi6sb6N0Y9yTnZ7iT_7tRbBZL3jkn6_XEV5Vm4wZ8o7vAbvglEpHW7V3bgszYdCkUE6kWznzXG/s1600/Picture1.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 320px; height: 240px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjZyzJ_je7GuwbiIDbwdqS-3woesDepvdL36gslR53FNYfcK_tKQLRZHUz5PiJi6sb6N0Y9yTnZ7iT_7tRbBZL3jkn6_XEV5Vm4wZ8o7vAbvglEpHW7V3bgszYdCkUE6kWznzXG/s320/Picture1.jpg" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5507100831265065330" /></a>Mine Yamanhttp://www.blogger.com/profile/08357608376540810508noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-28435733.post-32975242216271847382010-07-20T07:46:00.000-07:002010-07-20T07:51:54.815-07:00Ses YasağıYasağın her türlüsüne karşıyım ben.. Tabi eskiden daha sertti bu karşılıklar ama zaman geçtikçe her yasak mantık çerçevesinde daha kabul edilebilir hale geliyor..<br />Önce sigara yasağı gittiğimiz mekanları ferahlatınca oh dedim ya, burnuma burnuma üflenmeden rahat rahat geçirebileceğim akşamlarımı. Gerçi sonra arkadaşlarımın bir kısmının dışarda, bir kısmının içeride zaman geçirmesinden, sohbetlerin daha çok sigara içilen alanda keyiflenmesinden dolayı, sigara yasağı tüketilip,artık mekanlarda da içiliyor olması eskisi kadar rahatsız etmiyor sanırım beni.. Bir dönem yasaklı geçti ya ondan heralde..<br />Son olarakta İstanbul'da mekanlara ses yasağı geldi ya bununla ilgili ilk deneyimimi geçen Cumartesi akşamı yaşadım. <a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgHARXnJnwOlEDGGN6XaRpcbcmlYvuaM19C-z-bgcLiU6lyzpXHHu-HSJr1PV3EYQOX1tcPsuuhHsOldI0g2PRENql9ff9VeBS-Q5EkwKWzb_5CvMYZRLr9VZjBQoOj3Wqa2j-W/s1600/soundwave-sound-wave-3d-rendering-oscope-oscilloscope-audio-distortion.jpg"><img style="float:left; margin:0 10px 10px 0;cursor:pointer; cursor:hand;width: 273px; height: 320px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgHARXnJnwOlEDGGN6XaRpcbcmlYvuaM19C-z-bgcLiU6lyzpXHHu-HSJr1PV3EYQOX1tcPsuuhHsOldI0g2PRENql9ff9VeBS-Q5EkwKWzb_5CvMYZRLr9VZjBQoOj3Wqa2j-W/s320/soundwave-sound-wave-3d-rendering-oscope-oscilloscope-audio-distortion.jpg" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5496000616896609858" /></a>Yemekte arkadan arkadan gelen müzik, rahat sohbetinize imkan tanırken ilerleyen saatlerde boğaz kenarına çekilen perdelerle ses izolasyonu sağlanması, tahmin ediyorum ki gerçekten yararlı oluyor.<br />İçerken ve dans ederken yanınızdakiyle rahatça konuşabiliyorsunuz, müziğe yoğunlaştığınızda da gayet yüksek bir sesle eğlenebiliyorsunuz.. Hiçte abartıldığı gibi değil ama tabi bu benim sevdiğimden, ben öyle çok bangır müzikte eğlenemiyorum...<br /><br />Gerçi hani 9 da başlayacağı ilan edilipte mutlaka 9u geçe başlayan konserlerin 12 de kesin olarak bitirilmek zorunda bırakılması da ayrı bir konu şimdi, zaten geç başlamış, o zaman geç bitmeli ki, gittiğimize değmeli..<br />Tabi biz herşeyi kişiselleştiriyoruz, bütün yasaklar biz de değişiyor, bakalım bunlar nasıl şekil alacak, hep birlikte göreceğiz.<br /><br />Bir de unutmadan Vuvuzela'yı da yazmak isterim buraya, Güney Afrika'da gerçekleşen 2010 Dünya Kupasında ortaya çıkan ve sivrisinek vızıltısını andıran Vuvuzela tabiki benim favorim..Mine Yamanhttp://www.blogger.com/profile/08357608376540810508noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-28435733.post-54695128113734915492010-07-07T00:08:00.000-07:002010-07-07T00:31:01.438-07:00Tatilim geldi...Bu yıl benim dolaylı teyze ya da hala olma yılım. Çevremdeki hamilelerin karnındaki bebekler, yavaş yavaş bu dünyaya gelmeye başladı. Adımın yanına eklenen bu sıfatlar ürkütmüyor değil hani. Beni büyütecek tek şeyin benden sonra bir neslin gelmesi olduğunu tahmin edemezdim ama Alara ile başlayan bu akım, beni daha çok düşünmeye, nerde olduğumu, ne yaptığımı sorgulamaya itti. <br />Depresyona mı giriyorum ne :) Bunda Temmuzun ortası olmuş olupta ayağımın hala denize değmemiş olmasının etkisi de büyük tabi, ne kadar dayanabilirim bilemiyorum, yüzmek istiyorum!<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi-HEaXxLZebVljFQhrHbKQyEHse76-EScw_cLbrTyE8tO2Vtj409TorTx5KTKLXZ2d3_BRN2HALE9G-veegTxyIgy-qjtyFm2jWdVe8v-52BB0PqInmlRTmzN_QcL1wBZsFA3Q/s1600/Rotation+of+DSC00631.JPG"><img style="float:left; margin:0 10px 10px 0;cursor:pointer; cursor:hand;width: 240px; height: 320px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi-HEaXxLZebVljFQhrHbKQyEHse76-EScw_cLbrTyE8tO2Vtj409TorTx5KTKLXZ2d3_BRN2HALE9G-veegTxyIgy-qjtyFm2jWdVe8v-52BB0PqInmlRTmzN_QcL1wBZsFA3Q/s320/Rotation+of+DSC00631.JPG" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5491062381063522818" /></a><br />Deniz, güneş, kum istiyorum. Minder, hamak, limonata sonra.. Okumadığım kitapları okumak, seyredemediğim dizilere bakmak, boş kalmak, düşünmemek, uyumak, uyumak, uyandığımda güneşi hissetmek istiyorum... Gördüğüm bir arının çiçeğe konuşunu seyretmek, çiçekten poleni alış anını yakalamak, tek derdimin polenin bala dönüşüp dönüşemeyeceğini düşünmek olmasını, çimlerde yalınayak gezerken çimleri sulamayı, bisiklete binip, boş bulduğum salıncakta sallanmayı, denizi izlemeyi, uzaklara bakıp dalmayı, hepsini, hepsini istiyorum. Ayvalık'ım depreşti, Bozcaada'm sonra, İğneada'da olabilir, hiç gitmediğim halde Kaş'ı da seviyorum, sonra Alaçatı olur, ne bileyim, Marmaris, Datça, Fethiye... Hepsi hepsi kabulüm :)Hep İstanbul yazın da çok güzel derdim ama bir yere kaçmadan o güzellik fark edilmiyormuş. Allahtan uzun uzun yağmurlar yağdı da, bu hal ve gidişat biraz daha katlanılır hale geldi. Hayır bir de Ağustos'un hemen başı ramazan. O da beni panikletiyor tabi, sanki artık hiç zaman kalmamış gibi hissediyorum. Yüzmek istiyorum, evet kesin kararım bu, yüzmek... Bakalım ne kadar dayanabileceğim!..Mine Yamanhttp://www.blogger.com/profile/08357608376540810508noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-28435733.post-54692755276014301172010-06-25T04:24:00.000-07:002010-06-25T06:05:51.238-07:00Alara, bizim minik su perimiz...Kötü geçen 2009 yılımın en güzel haberiydin sen. Özellikle en keyifsiz günlerimde Gözde’nin ağlayarak verdiği bu güzel haber hemen göz pınarlarımı fışkırtmış, ağlamaktan konuşamamış, hayatımıza güzellik getireceğini o gün anlamıştım.<br />Geçen bunca ay sonra, senin hep mucize olduğunu düşündüm, hele annenin karnında seni ilk gördüğüm, kalp atışını ilk duyduğum an, tarifsizdi, şimdiye dek gördüklerimden, bildiklerimden çok farklıydı.<br />Sonra kız olacağını öğrendik, bize arkadaş olacağını, arkadaşlığında bizi göreceğimizi öğrendik. Sen annenin karnında büyüdükçe benim sana, Allah’ın mucizelerine olan inancım katlanarak arttı.<br />Annenin karnındaki seni severken gelip elime poponu dayaman, annenin gülerken seni hoplattığını düşünmem, söylediklerimize hareketlerinle verdiğin tepkiler, heyecanımıza heyecan kattı.<br />Ve sen erken gelmeye karar verdin, 23 Haziran 2010 sabahı erkenden hastaneye taşındık, annenin ameliyata inmesiyle senin dışarı çıkman arasında geçen zaman o kadar kısa sürdü ki, artık emindim senin mucize olduğuna...<br />Yine akan gözyaşlarımızı, senin dindireceğini biliyorduk ve sen ilk günden itibaren bizi yanıltmadın. Gördüğüm en güzel ve en uslu bebek olarak bizi şenlendirdin. <br />2010 yılı, senin sayende güzelleşti, ışıldadı.<br />Şimdi senden öğreneceğimiz çok şey var ve belki bu kez sen, bizi büyütebileceksin. Ve eminim sen, bizi birarada, sımsıcak tutacaksın.<br />Ben 22 senedir annenin en yakın dostu, 11 senedir babanın baldızı, 2 gündür de senin Mimi’nim. Bundan sonra hayatlarımız da yollarımız da hep kesişecek, ben hep senin yanında, desteğinde olacağım ve sen hep benim ilk göz ağrım olacaksın. <a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgseYYTk4zjK_HdLDHMVccTn_ZqMG8S1ytQhKn_5U3yEIuhu-ZNJ1F8rNh4EVr0wMJVm9fSjoCIolA4jJEjGImtVpOC6yi2C9vom8H5EbUTu5g3xvWoZbRyRCcbke5EQ9cKFgtA/s1600/44.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 296px; height: 320px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgseYYTk4zjK_HdLDHMVccTn_ZqMG8S1ytQhKn_5U3yEIuhu-ZNJ1F8rNh4EVr0wMJVm9fSjoCIolA4jJEjGImtVpOC6yi2C9vom8H5EbUTu5g3xvWoZbRyRCcbke5EQ9cKFgtA/s320/44.jpg" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5486672455915753218" /></a><br />Dünyamıza hoşgeldin Alara. Umarım bizden memnun kalırsın...Mine Yamanhttp://www.blogger.com/profile/08357608376540810508noreply@blogger.com3tag:blogger.com,1999:blog-28435733.post-91461548205845487082010-06-02T05:59:00.000-07:002010-06-02T06:25:45.303-07:00Rüyalar Gerçek Olsa...Bu sefer ben değil, sanıyorum ki bilinç altım sapıttı...<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiumoh2hyphenhypheng01bJbta59yFZPvUCMmYoyC-RkL2UvLXLe36J51Zd6dSBg_AR3PWL9pTyBa5bl5FyjCgDLMtx7wKetRlfcaH36aKfNFEpaztZRT6lz1-N8ZKUlgCWPF4LVRhwrBVW5/s1600/uyku-ve-ruya.jpg"><img style="float:left; margin:0 10px 10px 0;cursor:pointer; cursor:hand;width: 320px; height: 241px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiumoh2hyphenhypheng01bJbta59yFZPvUCMmYoyC-RkL2UvLXLe36J51Zd6dSBg_AR3PWL9pTyBa5bl5FyjCgDLMtx7wKetRlfcaH36aKfNFEpaztZRT6lz1-N8ZKUlgCWPF4LVRhwrBVW5/s320/uyku-ve-ruya.jpg" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5478160534053989026" /></a><br />Öyle mesaj içerikli rüyalar görmeye başladım ki ve gördüklerim o kadar net ki, gün içinde rüyalarımı düşünüp, şizofrenik anlar yaşıyorum.<br />Bir keresinde bir denizin köpüğünü, bir diğerinde bana bakan birinin bakışını ya da en sonuncusunda hayalimin gerçekliğini... Eskiden de gördüğüm rüya aynı gün içinde gerçek olurdu ama hiç bu kadar etkilemezdi beni.<br />İşte o yüzden buraya not düşmek istedim. Gerçekleşirse kendime ben demiştim demek için..<br /><br />Ben böyle kendi halimdeyken dünyada kayıtsız kalamayacağım bir çok gelişmeler meydana gelmeye başladı. Konuyu Yılmaz Özdil çok güzel özetlemiş, tarihte bugünlerde neler oluyor, okumak için, <a href="http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/goster/haber.aspx?id=14898464&yazarid=249&tarih=2010-06-01">buyrun...</a>Mine Yamanhttp://www.blogger.com/profile/08357608376540810508noreply@blogger.com2